20

9.6K 835 303
                                    

 Dişlerimi sıktım. Şuanda kudurmak üzere olduğumu söylememe gerek bile yoktu. 

Aldığım nefes için bile dünyadan nefret edebilirdim. Her şeyden nefret edebilme potansiyeline kavuşmuştum bir haftadır. 

 Buna engel olamıyordum. 

 Çınar ile son konuşmamız üzerinden bir hafta geçmişti. 

 Yemin ederim ben hayatımda bu kadar inatçı ve dediğim dedik bir kişi daha görmemiştim. 

 Bir kere olsun bana bakmamıştı. Yanımdan yabancı gibi geçip gitmişti bir çok defa. Kanıma dokunuyordu ama hak ettiğimi de biliyordum. Kendimi bile isteye uçuruma sürüklemiştim. 

 Çınar'a karşı normal olmayan bir şeyler hissediyordum. Onu gördükçe kalbim hızlanıyor, mideme kramplar giriyordu. 

 Ümit ile konuştuğumda birisinden hoşlandığımı söylemişti. Ona kim olduğunu söylememiştim. Israrları beni çok zor durumda bıraksada bunu Ümit'e dediğim anda beni vururdu. 

 Çınar'a çok değer veriyordu. Onun üzülmemesi için beni bile karşısına alabilirdi. Bu biraz beni sinir ediyordu. Ümit'in Çınar'a bu kadar değer vermesi sinirlerimi bozuyordu. Onun Fırat'ı vardı. 

 Cenk'in sinir bozucu kahkahası kulaklarıma ulaşınca elimde ki telefonu sıktım. 

Çınar'ın yanında durmuş ona bir şeyler anlatıyor sonra kendi kendine gülüyordu. Bu itin Çınar ile neden konuştuğunu ise bilmiyorum. Resmen bir haftadır hep etrafındaydı. 

 Cenk'e tarifi olmayan bir nefret duyordum. Resmen sülük gibi yapışmıştı. 

 Çınar'a baktığımda ifadesiz yüzüyle ona bakıyordu. Eğer oda gülüyor olsaydı katil olabilirdim. 

 Onu özlemiştim. Bana laf sokmasını, ses tonunu, yanımda durduğunda burnuma gelen ferah kokusunu çok özlemiştim. Bunların hepsi kafamı allak bullak ediyordu. 

 Bir erkekten hoşlanıyordum. 

 Ben daha önce kızlara bile aşık olmamıştım. Sadece takılırdık. Şimdi durduk yere neden başıma iş almıştım ben. 

 Çınar benden uzak dur derken bunu mu kast ediyordu acaba? Onu aşık olabileceğimi biliyor muydu? 

 Derin nefes aldım. Kafeterya beni boğuyordu. 

 Gözlerimi hala ilerideki konuşan zevzek Cenk'e diktim. Çocuğun yakasından bir düş ya.

 Sandalyesini Çınar'ın sandalyesinin yanına çekip ona iyice yaklaştı. Telefondan ona bir şey izletirken, gülmeye devam ediyordu. 

 Kolunu Çınar'ın omzuna attığında, Çınar gülümsedi. 

Ama sikelerdi böyle işi! 

Ben burada eşek başı mıyım? Gavat mı sandı bunlar beni?

Hızla kalktığımda sandalyem yere düştü. Herkes gürültü yüzünden bana bakarken asıl  muhattabım olan iki kişi hala telefona bakmaya devam ediyordu. 

Sinirle yürümeye başladım. Ne yaptığımın farkında değildim ama kanımda yükselen sinir beni düşünmez hala getirmişti.

Daha önce bu kadar sinirlendiğimi bile hatırlamıyorum.

  Cenk'in Çınar'a dolanan kolunu sertçe çekip onu ayağa kaldırdım. Şaşkın şaşkın bana bakarken burnuna kafamı gömdüm. O yere düşerken kantinde çığlıklar kopmuştu.

Asıl muhattabım olan yeşillerin sahibi şok içinde bana bakıyordu. Gözleri kocaman olmuştu.

Onu kolundan tutup sürüklemeye başladım.

Ona sinirliydim. Kendime sinirliydim.

Boş olan amfilerden birine onu çekiştirdim.

"Noluyor lan sana?!" Sesini ayarlamayıp çok yüksek sesle bağırmıştı.

  Yanaklarından tutup kendime çektim. Dudaklarımı okuyabilsin diye çok fazla yaklaşmadım. "Bir daha o itle konuşmayacaksın. Etrafımdan ayrılmayacaksın!"

"Sana ne amına kodumun gevşeği sen kimsin?!"

Hâlâ sinirliydi.  Sesi hala çok yüksekti. Ama beni rahatsız etmiyordu söyledikleri kadar.

"İstemiyorum. Senin başka biriyle öyle yakın durmanı istemiyorum. Ben o kadar uğraşmışken başkalarının hayatına hemen girmesini istemiyorum.

Kimse sana yakın olmasın. Sadece ben..."

Gözleri kocaman açıldı. Şaşkınlıktan ne diyeceğini şaşırmış bir hali vardı. "Siktir git!"

Bana siktir çekmesine izin vermeyecektim. Bana siktir git dedikten sonra o kapıdan çıkmasına izin vermezdim.

Kolundan tutup aniden kendime çektim. Göğsü göğsüme yaslanırken bir doksan boyuma şükür ettim.

Benden on santim kısa olmasına şükür ettim.

  Kollarım belini kavradığında ben çoktan sıcak dudaklarına kapanmıştım.

Tüm vücudum elektrik akımına kapılırken  o beni itmeye çalışıyordu.  Başaramazdı. Onu bırakmazdım.

Dişleriyle alt dudağımı kavradı.

Isırdığında acıyla inleyip geri çekildim. Köpek mi bu çocuk amına koyayım?

Elmacık kemiğinin üzerinde şiddetli zonklama hissettiğimde amatör boksör olduğunu düşündüm.

O sinirle kapıdan hiç bir şey demeden çıkarken ben yere çöktüm.

Neden aptal gibi sırıtıyorum lan ben? Az önce yumruk yemiştim üstelik. Ama dünyanın en güzel yumruğu bu olsa gerekti. Dünyalara bedel  bir öpücük ve dünyanın en güzel yumruğu...

***

Geri Vites // Boy×BoyUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum