3

1.7K 145 234
                                    


Louis, ona birkaç metre uzakta olan, bankta arkadaşlarıyla sohbet eden Harry'yi çiziyordu. Yaklaşık yirmi kez denemişti fakat hiçbiri aslı kadar güzel olmamıştı. Yine de hiçbirini çöpe atmamış, yeşil dosyasında biriktiriyordu.

Harry, arkadaşlarıyla vedalaşıp oradan uzaklaştı. Biraz ötede olan Liam'a yaklaştığında boynuna atladı. Gülümsemesi büyümüştü. Liam da kollarını onun beline doladı ve gülümsedi.

Louis yutkundu. Çizgisiz defterdeki bitmeyen çizime bakmamak için defteri kapatıp kalktı. Okula girerken Harry ve diğerlerinin olduğu banka yaklaşmıştı ve gülüşmelere şahit oldu.

"Ben varken Zayn denen sürtükle ne işin olur senin!" Harry alaylı bir sinirle Liam'a bağırdı.

Ancak Louis şakalaştıklarını bilmiyordu.

Kalbine bir şeyin oturduğunu hissetti ve elini kalbine götürdü. Gözlerindeki karartı öncekiler gibi uzun sürmemişti ve dengesi bozulmadı. Derin nefesler alarak okula girdi ve resim sınıfını buldu.

ON DOKUZ: Güldüğünde ısınır gibi oluyorum. Sonra seni güldüren kişinin ben olmadığımı hatırlıyorum. Ama bir gün olacağım, Harry. Gülümsemenin nedeni olacağım.

Louis çizdiği resmi incelemeye başladı. Onu özlüyordu. Elinden geldiği kadar Harry'ye benzer bir portre çizip her özlediğinde onu izliyordu.

Harry ise, bir yerlerde onu düşünen, onu seven, onun için endişelenen, onun için yanıp tutuşan, onun için üzülen birinin olduğundan habersiz, kahkahalarını Louis'nin kalbine birer ok gibi batırmaya devam ediyordu. Louis tabii ki onun üzülmesini istemezdi. Hatta o gülümsesin diye her şeyi yapabilirdi. Ancak başkalarının sevdiğini mutlu ettiğini düşününce göğsünün sızlamasını engelleyemiyordu.

Ders zili çaldıktan bir süre sonra Louis telefonunu aldı ve mesajlar bölümüne girdi. Görüldü yemişti, harika!

Gözlerini devirip derin bir nefes aldı ve parmaklarını telefonunun üzerinde gezdirdi.

ON DOKUZ: Resim odasına gel.

Yeşil dosyasından daha önce çizdiği pembe güller olan resmi çıkarıp temiz tuvale oturttu. Düşmesini engelleyecek bir biçimde bırakıp odadan çıktı. O sırada Harry mesajı yeni görmüştü. Louis ise çoktan sınıfına girmiş, arka sıralardaki yerini almıştı.

Sıkıcı Edebiyat dersinden sonra kahve almak için kantine girdiğinde Harry'yi gördü. Mükemmel gülümsemesi yine yüzündeydi. Kahvesini alıp masaya ilerledi. Harry'nin transseksüel arkadaşı Jeff'in sesini duymasıyla donakaldı.

"Ay, ezik! Seni çizmiş bir de!"

Daha sonra Liam'ın kahkahası duyuldu. Ancak sonrası yoktu. Louis'nin zihninde yankılanan tek cümle Jeff'in ağzından çıkanlardı.

Zayn'in omzuna çarpmasıyla sıcak kahve eline döküldü. Zayn, özür dileyerek ona döndü.

"S-sorun değil." dedi Louis hızla kantinden çıkarken.

Liam, Zayn'i fark etmesiyle yanlarına çağırdı. Ancak Zayn telaşla kantinden çıktığında kaşları çatıldı.

"Ben bakayım, haber veririm. Gelme, Liam. Sakince bekle." Harry, Liam'ı tembihleyip Zayn'in arkasından tuvalete girdi.

Liam'ın Zayn için endişeleneceğini biliyordu ama bunu istemediği için önce kendi bakacaktı.

Zayn'i kendinden birkaç santim kısa olan çocuğun yanında gördüğünde kaşlarını çattı ve yanlarına ilerledi.

Roses // LarryWhere stories live. Discover now