64. Bölüm Kanadı Kırık Bir Kuş

4.6K 628 36
                                    




64. Bölüme hoş geldiniz. Kahveler hazırsa buyrun okumaya. Multimedya; Manevra Kabullenmek mi lazım. Birkaç bölüm sonra biraz şaşıracağız. Hadi bakalım bu bölümü anlayacak mısınız🌸




Karlı bir İstanbul sabahı...

Boğaz'daki vapur seferleri, taksiler, arabalar, kara rağmen kaldırımlarda tıklım tıklım insanlar... Her günkü gibi rutin sıradan görünen aynı kısır döngü...

Görünen böyle ama o kalabalığa tek tek inildiğinde rutin olmayan; içerisinde, acı, hüzün, mutluluk barındıran anlar zamanlar vardı.

İki artı bir, loş dairenin yatak odasında gözlerini açan Zeynep, karşısında ışıklarla süslü gitara baktı. Yüzündeki buruk tebessümle birlikte izlerken birden gözlerini kıstı.

Dün gece?

Dün gece olanlar aklına gelince elini alnına koyup gözlerini kapattı. Eve girmeden olanlar ve sonrasını düşünürken gözlerini açtı. Dün sevgili iş arkadaşı, lakabına uyarak ama tam zamanında Daffy Duck gibi çıkmıştı.

Daffy Duck?


Sanki o düşüncenin ortasında pek hoş durmamıştı. Sevgili iş arkadaşı da hiç mi hiç olmamıştı. Tam böyle güzelce yürürken ayağının tökezlemesi gibi bir şey olmuştu o iki arada. Dün kendini kaçıncı kez dar bir durumdan kurtaran iş arkadaşı Kerem... Ama en son hatırladığı koltukta yanında ona sarılıp gözlerini kapattığıydı. Ondan sonra hiçbir şey hatırlamıyordu. Dün pişman olmamak için çalışacağına dair kendine sözler vermişti ama şimdi içinde en ufak bir pişmanlık duymuyordu. Aksine çok rahattı ve huzurlu... Birden gözlerini açıp baktı. Yatağa nasıl geldiğini hatırlamıyordu ve asıl Kerem neredeydi?

Aptalın sözlük anlamı sevgili Zeynep'e kocaman alkışlar gelsin!

Kerem'in nerede olduğunu merak ediyordu! Adam tabii ki evine gitmişti tescilli akılsız! Üzerindeki yorganı tepikleyip attı ve üzerindeki kıyafeti görünce hızla çıkarıp kendini duşa attı. Soğuğa yakın su, hücrelerini yenilerken yavaş yavaş kendine geliyordu. Şampuan vücudundan akıp giderken başını eğdi gözleri kapattı. Keşke her şey böyle kolay olsa, akıp gitseydi. Ama dün gece öyle olmamış mıydı? O dar ânında Kerem gelmişti ve her şey tere yağından kıl çeker gibi kolaylıkla hallolmuştu.

Ama en zoru...

Annesinin Doğum günü...

Gözlerini açıp fayansa boş gözlerle baktı. Yine gelmişti, her sene olduğu gibi... Şu an bedeni de bomboştu bakışları gibi. Havluyu bedenine sararken ifadesi aynıydı. Banyodan çıkıp giyindikten sonra aynaya baktı. Saçlarını kurutmazsa yine bonus gibi kalkacak elektriklenmiş gibi olacaktı ama umurunda bile değildi. Çünkü annesi onu öyle seviyordu. Kara şekeriydi annesinin. Kara pamuklu şeker... Saçlarını öyle görünce pamuklu şeker gibisin deyip parmaklarını saçlarına daldırır gülerdi. "Pamuklu şeker bu renk olmaz" dediğinde hatırladığı cevap burnunu direğini sızlattı.

"Kara pamuklu şekeri kimse yapamaz o yüzden teksin özelsin."

Bu sözü duyunca asılan suratı değişip gülümsemişti. Annesine sımsıkı sarılıp öpmüştü doya doya.

KOD 52 -BİR AŞK MASALI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin