\\\\2////Aşkın gerçekleriydi bunlar, cehennem kadar sıcak cennet kadar güzel

1.6K 92 13
                                    

Aşkın gerçekleriydi bunlar.
Cehennme kadar sıcak,
Cennet kadar güzel...
.
.
.
.

"Efendim yarın kraliyet ailesi ile güney koreye gideceksiniz"

Baekhyun duyduğu sözler yüzünden yerinde donup kalmıştı. Babası onunda ölümünü istiyordu galiba.

"Ne saçmalıyorsun sen!?" myungsoo nun yakasına yapışıp bağırmıştı.

"Efendim babanızın taalimatları böyle" baekhyun myungsoo yu dışarı atıp odasında sinirle dolanıyordu, abisi hibi bir sonu olacaktı. Ve nefret ettiği ülkeye zorla gidiyordu.

"Sikeyim böyle işi!!!!!" baekhyun odada,sinirle dolanırken annesi iceri girdi.

"Oglum, artık uyumalısın, biliyorum o ülkeye gitmek istemiyorsun ancak buna mecburuz o kırmızı elmayı bulamak zorundasın" baekhyun artık sabrının sonuna gelmişti.

"Banane! Bu kırmızı elma hernehse bana ne! Demiyorsunuz da ne oldugunu! Neden bulmam gerektigini! Sabrımı sınıyorsunuz! Abim gibi mi olacak benimde sonum ha! Babamın planı yine beni öldürmek mi!?". Annesi baekhyunu kolları arasıan alıp sarmaladı. Sakinleştiricisi annesiydi ama şu an o bile bir işe yaramıyordu.

"Kırmızı elmayı oraya gittiğinde sana ilk kim verirse onunla evlenmek zorunda kalacaksın, aksi takdirde bu savaş dudmayacak, bu elma ülkelerin barısı için özel bir sembol gel benimle sana bir şey göstereceğim" ikili odadan çıkıp kilitli bir odaya girdiler. Annesi anahtar ile dolabı acıp içinden altın bir heykel verdi.

"Bu ülkelerin sembolu, her ülkede bundan var, ve gerçek altın, eğer sana gerçek elmayı kim verirse o kişi ile evlenmek zorunda kalıyorsun, bu çok mantıklı bir çözüm sonuçta barışı saglıyor" baekkyun şaşkınca odaya bakmaya devam etti.

"Neden haberim yok benim bulardan, bu odadan, bu heykelden, ve madalyalardan falan"

"Hepsini baban saklamamızı istedi, artık 22 yaşında olduğun için evlenme çağınna geldin. Bu yüzden bunu yapmak zorundayız"

"Peki bu elmayı bana bir erkek verirse" annesi bir süre oğluna baktı. Ellerini tutup odadan çıkardı. Kapı kitlendikten sonra baekhyun'un kapısımın önünde durdular.

"Eğer bir erkek verirse baekhyun, onunlada evlenmek zorundasın, her kim olursa olsun bu senin kaderin, benimde kaderim böyle olmuşfu. Babanla bir kırmızı elma ile tanışmıştık, her yıl olur bu, ve bu yılda sıra sende"

"Peki ya beni öldürmeye kalkarlarsa" bayan byun adama sarıldı.

"Abin oraya evlenmek için gitmemişti, iş icin gitmişti ve anlaşamamıştı onlarla, savaş baslayacaktı ancak abini geri gelirken öldürdüler, sen evleneceğin için sana dokunmaya cürret edemezler" baekhyun azda olsa rahatlamıştı.

"Abimin öcünü alamayı denemediniz mi hiç?" bayan byun oglunu iceri itti.

"Çok konuşuyorsun ufaklık hadi uyu artık yarın yolculuk vakti" baekhyun kapısı kapanınca sorusunun cevapsız kalmasına şaşırmıştı. Üzedini değiştirip yatağına kıvrıldı. Gözleri hemen kapanmıştı.

⚫⚫⚫⚫⚫⚫

Sabah kapısının tıklatılamsı ile uyanmıştü.

"Gel!" içeri myungsoo gelmişti. 9nünde eğilip konuştu.

"Efendim günaydınlar, birazdan kraliyet ailesi burda olacakmış, ve sizin hazırlanmanız gerek"baekhyun yatakta esneyip ayağa kalktı.

"Tamam sen hazırla şuraya ve git, giyinip geliyorum" baekhyun yataktan kalkïp banyoya gitti, üzerine özel günlerde giyilen kıyafetleri taktı. Aynadan kendine bakıp gülümsedi.

"Şimdi oldu işte" saçlarınıda hallettikten sonra tam bir kraliyet prensi olmuştu.

"Efendim hazır mısınız?" myungsoo kapıdan seslendiginde bağırdı.

"Evet gelebilirsin myungsoo" iceri girdiginde baekhyun'un bu haline tekrar tekrar hayran kalmıştï. Şu an onu öpmek ve kokusunu içine cekmek icin yanıp tutuşuyordu.

"Efendim birazdan kraliyet ailesi aşagıda bizi bekliyor" baekhyun kendine son kez bakıp myungsoo ile aşağı indi. İcerde üç kişi vardı. Kral krzliçe ve bidcik ogulları prens chanyeol, baekhyun önlerinde eğildi.

"Hoşgeldiniz efendim" baekhyun masadaki yerini alırlen myungsoo kulagına eğildi.

"Efensim zaten kişileri biliyorsunuz babanız sadecs nazik olmanızı istiyor" baekhyun onaylayıp myungsoo'yu gönderdi.

"Evet efensim bu yemek bilindiği üzere ülkelerin kaynaşması ve baış için düzenlendi. Kırmızı elma sizin ülkenizde zaten baekhyunda bilindigi üzere sizinle gelecek, fakat biz onun korunacağına dair bir yazı ve ya imza türü bir belge istiyoruz" bay park konusmayı ele aldı o sıra.

"Zaten bu zamana kadar hic kimse öldürülmemiştir. Bu yönden şanslısınız, prens bizimle birlikte gelince her şey daha güvende olacaktır. Ve emin olun bu dostluk çok iyi gidecek" baekhyun prense baktı. Yüzü yuvarlak ama fazla yakışıklıydı. Önündeki yemeğe odaklandı. Şu an umrunda olan sadece bir an önce elmanın birisinin vermesi ve mutlu bir evlilik sürmesi idi.

Yemekler yendi sohbetler ve anla5malar havada uçuştu o an, ikili ise sadece birbirlerine bakıyorlardı.

"O zaman biz yola çıkalım ki bu evlilik uzun sürmesin" baekhyun myungsoo'nun getirdigi bavulu aldı. Ailesi ile vedalaştıktan sonra yola çıktı. Gidene kadar hep bir korku vardı içinde, her swferinde bir öldürülme korkusu vardı. ?

"Merak etme seni şimdi öldürmeyecegim" kulağına fısıldayan adam capkın bir bakıştan sonra geri önüne döndü.

İşre şimdi ayvayı yemişti...

⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫⚫
Efendim merhabalar, yeni bir bölüm daha attım
Umarım iyi gidiyorumdur ha?

Bakalım baekhyun'a elmayı kim verecek?

Yoksa öldürülecek mi?

Keyifli okumalar🙆🙆🙆

kírmízí єlmα || chαnвαєkWhere stories live. Discover now