2. bölüm

3.8K 271 301
                                    

Bugün 2 sınavım vardı ikisi de çok kötü geçti o yüzden bu hikayeyi de o kafa ile yayınlıyorum ajmawmwms

Gözüm Catarina'ya kaydı, saçma bir gurur meselem yüzünden asla onu kaybedemezdim.

"İstediğin gibi olsun, yap hadi şunu."

"Birincisi güzel çocuk, emir kipleri ile konuşma benle. İkincisi, bana viski doldur."

"Anlamadım."

"Bir günlük hizmetin şu an başladı, bana viski doldur ben de işimi yapayım."

Catarina'nın yanına çöküp oturduğunda içimden söylene söylene sehpaya doğru yürüdüm ve ona bir viski doldurdum.

"Merak etme, birazdan iyi olacaksın."

Büyülü bir şeyler söylerken  ellerinden çıkan yeşil duman dikkatimi çekmişti. Viski ile yanına giderken bir yandan da onu süzüyordum.

Boynunda bir dövme vardı, yılan dövmesi.

Göz kapaklarında da hafif bir yeşillik vardı, göz makyajı yapan bir erkek ilk defa görüyordum.

"Beni süzmeyi bırak ve viskimi ver."

Viskiyi kafasından aşağı dökmek istedim ama yapmamamı söyleyen taraf ağır basmıştı.

Eline viskiyi uzattığım zaman elinden çıkan duman azalmaya başlamıştı. Sonrasında duman tamamen söndü ve bedenime yayılan acı da eş zamanlı olarak son buldu.

Bu demek oluyor ki Catarina iyileşmişti.

"İyisin değil mi?" Onun yanına çöktüğüm zaman bana solgun bir gülümseme yolladı.

"İyiyim merak etme." Kollarımı ona sardım ve sıkıca ona sarıldım.

"Tamam güzel iyileşti artık, etrafimda gölge avcısı görmek istemiyorum."

Catarina ayaklandığı zaman onunla gitmeye hazırlanıyordum ki arkamdan seslenmesi ile yerimde çakılı kaldım.

"Hizmetçilik işini ne çabuk unuttun, burada kalıyorsun Magnus. Arkadaşın gidebilir."

Catarina bana endişe ile bakmış olsa da omzunu güven verircesine sıktım.

"İyi olacağım Cat."

"Dikkatli ol."

Catarina yanımdan ayrılıp evin kapısından çıktığında arkamdan kulağıma gülme sesi doldu.

"Onunla yatıyor musun?"

"Ne?"

"Bir soru sordum yalnızca."

"Sorunu cevaplamak zorunda değilim."

"Öylesin, hizmetçiler öyle yapar. Sana hizmetçi kostümü giydirmemi istemiyorsan sorularıma cevap verirsin  Magnus Bane."

"Adını söylemedin."

"Adımı bir gölge avcısına söyleyerek kendimi küçültmek istemiyorum. Ama bana hitap etmek zorundasın o yüzden Alec desen yeterli. Ama tercihim Bay Lightwood demen. Ya da iblis efendisi."

"Ya da 'götlek'" dedim onun gibi sırıtarak. Gözleri sinirle üstüme çevrildi.

"Koltuğu temizlemek ile işe başla, sonra da yatak odasına geçersin."

Yanımdan geçeceği sıra içimden bir elektrik akımı geçiyor gibi oldu.

"Ve bir daha bana o kelimeyi kullanırsan seni trafoya çevirir içinden tüm şehrin elektrik akımının geçmesini sağlarım."

...

Koltuğu temizleme işim bittikten sonra yatak odasına yönelmiştim. Kapı çalma adetim olmadığı için içeriye direk daldım ve anında yanlış bir karar verdiğimi anladım.

Karşımda tamamen çıplak bir Alec vardı. Tamamen çıplak.

Anında arkamı dönmüş olsam da yeterince görmüştüm ve kalbim birkaç saniye içinde ağzımda atmaya başlamıştı.

"Üzgünüm, ben... bir şey görmedim."

"Sorun değil, görüp görebileceğin en iyi şeye şahit oldun az önce. Bir daha bu şansı yakalayamazsın gölge avcısı, iyi değerlendirmeliydin."

"Beni niye odaya çağırdın?"

"Banyo yapacağım, duşu hazırla diyecektim. Banyo kapısı s
ol tarafında."

Duvarlara bakarak ilerlemeye başlamıştım ama birkaç adım sonra birisinin kolunu duvara yaslaması ile durmam bir oldu.

Alec tam arkamda duruyordu çünkü nefesini ensemde hissediyordum.

"Çıplaklık sorun değil dimi?" Dedi kıkırdayarak. "Sorun olan hormonların."

"Ne demek istediğini anlamıyorum."

"Yakında anlarsın Magnus."

...

Another WorldOù les histoires vivent. Découvrez maintenant