75. bölüm

1.5K 119 190
                                    

"Anlamadım bir daha tekrar et." Dedi Ragnor sinirle yüzüme bakarak.

Alec'le evde bir yemek verip ailem ve arkadaşlarım ile ölümsüzlük olayını konuşma kararı almıştık ve söylediğim andan beri hepsi yüzüme öylece bakıyor.

"Duydunuz işte. Daha önceden aldığım bir karardı zaten. Size söylemedim çünkü ikileme düşmek istemedim."

"Böyle bir şeyi nasıl söylemezsin?" Annem sinirle bağırdığı zaman susmuştum.

"Yalnız mühür çok havalı." Dedi Matt gülerek. Hepsi ona tuhaf tuhaf baktığında "Ne? Yapmış işte, destek olmamız lazım ona." Diyerek omuz silkmişti. Tüm bunlar olurken Alec uzaktan sessizce bizi izliyordu.

"Bana, bize bunu söylemeden yapmış olduğuna inanamıyorum." Diye çıkıştı Ragnor. "Hem de Edoma tek başına gitmişsin. Bu yetmezmiş gibi iblisle anlaşma yapmışsınız. Yüz yıl birlikte yaşamak için."

"Bak onu da halledeceğim zaten. Alec'i almasına izin vermem."

"Magnus sen nasıl bu kadar değiştin?"

Ragnor başını iki yana sallarken bir şey demeden onu süzdüm.

"Bana bile söylemedin." Dedi Catarina şoka girmiş bir halde yüzüme bakarak.

"Destek olan tek kişi Matt mi yani? Clary? Jace? Siz de bir şeyler söyleyin."

"Bence bunu istiyorsan yapmış olman çok güzel Magnus." Dedi Clary gülerek. "Yani... aşk buna değer."

"Aşk değer de Alec değer mi?" Dedi Jace arkasına yaslanarak. "İnsan ömrünüz boyunca bile defalarca kez sorun yaşadınız Magnus. Ve seni defalarca kez üzdü. Ve sen ona bir asır boyunca seni üzme izni veriyorsun. Ayrıca biz yaklaşık 30-40 yıl sonra hayatından çekip gideceğiz ve Alec konusunda sana destek olacak kimse olmayacak. Bunları düşündün mü dostum bunu yaparken?"

"Düşündüğünü sanmıyorum." Dedi Ragnor sinirle. "Beynini kullanarak almamıştır eminim bu kadarı. Kullansa yapmazdı."

"Bu kadar tepki vereceğinizi düşünmemiştim."

"Nasıl tepki vermemizi bekledin? Clary gibi mi yapalım? Ya da Matt gibi. Onlar hayal dünyasında yaşıyorlar. Bu işin sonunda üzüleceksin sen de biliyorsun bunu."

"Takıntılı bir cehennem prensinin takıntılı ve manyak oğluna aşıksın!" Ragnor'un bağırması ile gözüm Alec'e kaydı. Bu kadar sakin kalmış olması hayret vericiydi ama bunu yaptığı için içimden ona teşekkür ettim.

"Başım ağrımaya başladı." Dedi annem başını ovarak. Hiçbiri bana yardımcı olmuyordu.

"Cat?" Dedim Catarina'ya bakarak ama benle konuşmuyordu ve çok sinirliydi. "Her konuda bana destek olan o kız nerede?"

"Bu konuda sana destek filan olmayacağım."

"Hepiniz benim ölmemi mi istiyorsunuz anlamıyorum. Birazcık da olsa olumlu yanından bakar mısınız?"

"Bu konuşan sen değilsin. Hepimizin ölümünü göreceksin gerizekalı. Bununla nasıl başa çıkacaksın. Kafayı yemeden nasıl dayanacaksın hah? Alec mi sana destek olacak? Alec önce kendi dertlerini çözsün. Sana sıra geleceğini pek sanmıyorum."

Ragnor'un söylediği şeylerden sonra yüzüm iyice düşerken yan taraftan birisinin kahkahası doldu kulağıma.

Alec nolur sus, lütfen... lütfen.

"Komik olan bir şey mi var?" Dedi Ragnor ona dönerek.

"Evet var. Şey... yıllarca onun sana olan aşkından haberdar olup görmezden gelerek ona içten içe acı çektirdikten sonra gerçek aşkı bulup yaşamasına bu kadar sinirlenmen... tuhafıma kaçtı. İçten içe egoist arzularını onun duyguları ile besleyip mutlu oluyordun değil mi? Üzgünüm, konuşma hakkı olan son kişi sensin."

Another WorldWhere stories live. Discover now