"Matt bunun iyi bir fikir olduğuna inanmıyorum hala." Dedim beni dans pistine doğru çekmeye çalışan Matt'e sinirli bakışlar atarak. Alec yaklaşık yarım saattir bizi yumruklarını sıkarak izliyordu.
"Biraz daha zorlayalım."
"Sinirden patlayacak."
"Ee biz de onu istiyoruz işte." Deyip elimi tuttu ve beni hızlıca kendine çekti. "Çok insaflı davranıyorsun bebeğim, acıma artık şuna. Seni gönderirken yaşadığın hayal kırıklığını düşün."
"Matt beni gaza getirme." Dememle beni kendine sertçe çekti.
"Beni delirtme seni öperim bak. Sonra vay efendim Alec niye Matt'i öldürdü."
"Cidden öldürür biliyorsun değil mi?"
"Biliyorum, şahsen şahit oldum o hallerine. Ama olsun, arkadaşı için ölmeli bence insan gerekirse."
"Buradan bile kendine pay çıkardın ya bravo başka da bir şey demiyorum sana."
"Artık dans etsek diyorum." Diyerek beni kendine yasladı, pislik şerefsiz!
"Kendimi çok pislik gördüm şu an."
"Pisliğiz çünkü." Deyip beni dans etmeye teşvik ederken ben de ona eşlik ediyordum.
"Ama bence gitme zamanım geldi diye düşünüyorum, ölmemeye çalış Matt."
"Sanmıyorum ama umarım ölmem sen gelene kadar."
Ben kalabalığın içinden uzaklaşmaya çalışırken bir yandan da gözlerim Alec'i süzüyordu.
Onun görüş mesafesinden çıkıp bir süre bekledim ve daha sonra yanlarına dönmek için hareketlendim. Tam tahmin ettiğimiz gibi Alec Matt'e sinirli sinirli bir şeyler diyordu.
"Neler oluyor burada?" Diye bağırdım sinirli gözükmeye çalışarak. Alec hiç istifini bozmadan bana döndü.
"Öldürmemi istiyorsun değil mi onu? Ben başka bir açıklama bulamıyorum çünkü."
Matt aniden acıyla yere düştüğünde "Yapma şunu!" Diye ikaz ettim ama beni dinlemedi. "Tamam bırak gidelim."
"BİLEREK MEKANIMA GELİYORSUN!" diye bağırması ile Matt'in acı dolu inlemesi doldu kulağıma. Bu plan yanlıştı işte, neden onun aklına uydum ki?
"Alec lütfen bırak onu gitsin, sonra biz konuşalım."
"Bıraksam ne olacak, 3 gün sonra yine acı çekeyim diye yanında getireceksin ve belki de sonrasında birlikte Idris'e taşınır gününüzü gün edersiniz."
"Öyle bir şey yok, bırak onu artık!"
Matt'in ağzından fışkıran kanı gördüğüm zaman elim atma bıçaklarıma gitmişti.
"Alec beni zor kullanmaya itiyorsun şu an, bırak hadi onu."
"Bana o güzel bıçaklarından mı atacaksın Mags?"
Aniden ellerim arkamda birleştiğinde kendime ve ona küfürler savuruyordum.
"Merak etme onu öldürmeyecegim, öldürmekten beter edeceğim."
"Alec yeter!" Diyen bir ses doldu kulağıma. Sonrasında Matt'in acısının geçtiğini gördüm ve Izzy hızlıca yanımıza geldi. "Matt gidebilirsin sen"
"Izzy işime karışma sakın!"
"Matt bakma bana öyle git."
Matt bir bana bir de Izzy'e baktı.
