35.Bölüm

1.2K 73 4
                                    

Ali, odadan dışarı çıkmış, içecek birşeyler almaya gitmişti. Bu sırada Eylül odada kızları arıyordu.Meral telefonu açar. 

Meral : Eylül, bomba bir haberim var...

Eylül : nooldu Meral?

Cemre : ya Meral, dur bi önce sor bakalım Eylül nasıl, naapıyo falan, dimi?

Eylül: ya ben iyiyim kızlar.

Kader : İzmir nasıl İzmir... anlatsana

Eylül: bi dakika siz nerden biliyosunuz?

Meral : biz biliyorduk zaten canısı.

Eylül : inanmıyorum. Biliyordunuz ve söylemediniz mi?

Meral : ay şimdi bunu boşver, anlatsana kızım...

Eylül: ya aslında çok gezemedik henüz, pek vakit bulamadık

Kızlar güler...

Cemre : eh, bu sıcakta gezilmez zaten, otelde kalmak en iyisi...

Eylül : yok otele daha yeni geldik... saatlerdir karakoldaydık...

Meral : oha ne karakolu kızım, nooldu?

Eylül :  ya dolaşırken kayıp bir çocuk bulduk Ali'yle

Kader : siz de dayanamadınız, karakola götürdünüz

Eylül: aynen... çocuk ordaki polisi pek sevmedi, konuşmuyordu. Biz konuşturduk, ailesini bulana kadar da bekledik

Kader : neden sevmedi ki?

Eylül: bilmiyorum... zaten çok garip bir durumdu

Cemre : nasıl yani?

Eylül: polis Ali'nin eski sevgilisiymiş...

Kızlar : oha!

Cemre : ee naaptın?

Eylül: naapıcam Cemre? Geçmiş gitmiş zaten... balayında bunu mu düşüneyim?

Kader : aynen, boşver kardeşim...

Meral : ay nasılsın faslı bittiyse ben bombayı patlatıyorum

Eylül: nooldu ya?

Meral : o pislik Güney var ya, sevgili yapmış... Songül'ü unutmuş, bir kızı takmış koluna geziyormuş

Eylül: ya kızlar mümkün değil bu

Cemre : gözlerimizle gördük. Yani ben başta arkadaşıdır dedim ama samimi duruyolardı

Kader : el elelerdi ya! El ele! Bir de bizi suçlar Songülün ölümünden dolayı... o çoktan unutmuş, başka kızlarla...

Eylül: yanlarına gittiniz mi peki? Konuştunuz mu?

Cemre : Kader gidecekti ama engel oldum. Songül'ü yeni görmeye başladık zaten...

Eylül: bence de... kızlar anlamadan dinlemeden atlamayın. Güney'e sorarız...

Meral : ay ben dayanamıyorum canısı.. biz de Güney bunalımda sanıyoruz, beyefendi çoktan atlatmış...

Eylül: Cemre, noolur onları sakinleştir...

Cemre : tamam, senin aklın burda kalmasın, eğlenmene bak sen..

Eylül: tamam..

Eylül, telefonu kapattığında Ali de gelmişti. Eylül'ün düşünceli olduğunu farketmişti...

Ali : Eylül, canım, iyi misin sen?

Eylül: hı? Evet evet iyiyim... birşey düşünüyordum da

Ali : nooldu?

Eylül: kızlar Güney'i bir kızla görmüşler... tuhaf oldum işte

Ali : ya arkadaşı falandır belki

Eylül : ben de öyle dedim ama kızlar baya samimilerdi dediler... yani belki de sevgilisidir... gerçi olsa noolcak, olabilir, aradan kaç yıl geçti...

Ali : yani orası öyle

Eylül: yine de tuhaf oldum işte, ne biliyim...

Ali, Eylüle sarılır...

Ali : ya işte bu yüzden telefonları açmayalım demiştim...

Eylül: tamam tamam haklısın... gerçi bugün telefonları açmasak da yoğun bir gündü (imalı bir şekilde)

Ali : sen kıskanmadın dimi?

Eylül : hı?

Ali : Hale'yi diyorum, kıskanmadın dimi?

Eylül: y- yok... niye kıskanayım ki?

Ali güler...

Ali : hiç inandırıcı değilsin...

Eylül: ya kıskanmadım diyorum...

Ali : bir polisi kandıramazsın, ayrıca seni çok iyi tanıyorum...

Eylül: ya tamam kıskandım... bula bula onun çalıştığı karakolu mu bulduk ya?

Ali güler...

Eylül: gülme Ali gülme...

Ali : sen bana kıskanç değilim demiştin dimi?

Eylül : evet değilim zaten...

Ali : hı hı...

Eylül : ya benim sana güvenim tam da... ne biliyim işte meslekleriniz aynı, yaşıtın falan ya... bi de güzel kızmış...

Ali : ah Eylül ah... sen çok daha güzelsin

Öper...

Ali : akıllısın

Yine öper...

Ali : iyi kalplisin

Yine öpünce Eylül gülmeye başlar...

Ali : yardımseversin...

Ali, Eylülü yeniden öper...

Ali : daha sayayım mı?

Eylül: ya tamam tamam.. (gülerek)

Ali : ya ama birşey söyleyeyim mi? Kıskanman hoşuma gitti...

Eylül : Allah Allah

Ali yeniden Eylül'ü öpünce bir daha konuşmazlar...

Kırgın ÇiçeklerWhere stories live. Discover now