살려주세요![lütfen yardım edin!]

3.1K 225 34
                                    

"Hyung bugün dikişlerini aldıracaksın unutma! Kağıdın da yanında olduğuna emin ol!" benden küçük olmasına rağmen bir anne edasıyla telefonda dırdır eden kooku bu seferlik görmezden gelecektim.

"Evet. Evet anladım. Gidiyorum ve kağıtta yanımda. Oldu mu?"

"Evet. Ozaman evde görüşürüz derse giriyorum şimdi" birşey demeden telefonu kapattım. Öyle fazladan cümleler sarf etmeyi seven bir insan değildim. Oda bunu bildiği için telefonu suratına kapatmamı umursamayacak ve işini bakacaktı. 

Hava oldukça sıcaktı. Tam güneşin tepede olduğu vakitte gitmem gerektiği için biraz huysuzlanmıştım. Şapkamıda almamıştın ve nem de vücudumu rahatsız ediyordu. Muhtemelen yakın bir zamanda yağmur yağacaktı. Öylece otobüs durağına yürürken izlenme hissi tüm sıcak ve nemden daha fazla rahatsız ediyordu.

Tuhaf bakışlara maruz kalıp duruyordum hastaneden çıktığım zamandan beri. Kimi parmağıyla gösteriyor. Kimi ise yolunu değiştiriyordu. Bunu neden yaptıklarını pekte anlıyor değildim. Ama beni huzursuz ediyordu. Bir canavarmışımda bunu ben hariç herkes biliyormuş gibi geliyordu bana. Aslında onları yargılıyor değildim. Biraz düşününce kim olsa böyle davranırdı. Yüzümdeki büyük sargı korkunçtu biliyordum.  Yinede bu kendi başıma gelince üzülmedende edemiyordum. Otobüs durağına gelince fısıltılar çoğalmıştı oradaki insanlar arasında. Hatta bir kaç liseli öğrencinin durağın benden uzak en uç noktasına gitmişti.

"Bence bir mafya! Baksana bakışları korkunç"
"Bence serserinin teki. Üzerindekilerden anladım"
"Yüzünü kavga ederken bıcakla yaralamış olmalılar"
"Bence dilenci! Kesin dilenirken sorun yarattı ve bu hale geldi"
"Bence bir hırsız ve yakalınca bir güzel dayak yedi" bence.. Bence.. Bence... Bu kelimeyle başlayan konuşmalar bitmek bilmeden devam ediyordu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra otobüsün geleceği yöne bakarak konuştum. Onlara bakarak konuşmak istemiyordum. Insanların yüzlerini kolay kolay unutamazdım. Ve böyle insanları hatırlayarak hafızamı kirletmek en son isteyeceğim şey bile değildi.

"Mafya değilim. Yada serseri... Dilenci ise hiç değilim. Her fakir insan dilenci değildir. Kavga etmeyide sevmem. Özellikle hırsızda değilim. Sadece bir kaz geçirdim okadar. İnsanları yargılamadan önce hep kötü şey hakkında düşünmeyin. Onlarda insan ve sizi duyabiliyorlar. En önemlisi bir kalbe sahipler"
Ve binmem gereken otobüs gelene kadar tek kelime edememişlerdi. Haklı olduğumu oradaki kaldırm taşına kadar herşey iyi biliyordu. Konuşunca daha çok batacaklarınıda... En azından susmayı becerebildiler. Kim bilir belki bazıları söyledikleri için pişman olmuştur. Kimi kandırıyorum. İnsanlar nankördür. Mutlaka kendilerini haklı çıkaracak bir sebep bulacaklardır.

Kimse rahatsız olmasın diye oturduğum en arka koltuğa dahada sindim. Çünkü her durakta binen insan sayısı çoğalmaya başlayınca rahatsız hissediyordum.  Bu durakta binen hamile bayanı görünce ayağa kalktım ve elimle oturması için işaret ettim. Teşekkur ederek oturmuştu kalktığım yere. Tutunma yerlerinden tutunarak öylece geçip gittiğimiz yerleri izliyordum. Taki biri t-shirt'ümü çekiştirene kadar. Annesin kucağındaki henüz 5 veya 6 yaşındaki çocuk bana bakıyordu.

"Hyung çok acıyor mu?" eliyle yüzümdeki yarayı gösterdi.
"İlk zamanları evet ama artık acımıyor" anladığını belirtircesine kafasını salladı.
"Umarım hemencecik iyileşirsin hyung" çoktan ineceğim durağa gelmiştim. Düğmeye basıp ufaklığa geri döndüm.
"Teşekkür ederim ufaklık. Sen dikkatli ol ve benim gibi yaralanma"

Hızlıca indim. Çocukları seviyordum. Çünkü onlar herzaman pozitif düşünüyordu. Herşeyi güzel hayal etmeleri gerçekten olağan üstü. Keşke hep küçük kalmanın bir yolu olabilseydi. Bu sayede dünya yaşanabilir bir yer olurdu.

Nepenthe/Kim Taehyung✔Where stories live. Discover now