30. bölüm-Ben onundum, o da benim...

4.1K 141 6
                                    

GÖKHAN’DAN

Ayşe söylediklerim yüzünden büyük bir şoka uğradı. Bütün gece ağladık. Sabah olunca ilk işim Ayşe için pasaport başvurusu vurmak oldu. Ondan sonra da hastaneye gitmeye karar verdim. Hastaneye geldiğimde doktorun odasına doğru yürüdüm. Odadan Beril in çıkması ile bir köşeye saklandım. Şaşkınca Berili takip ettim. Arabasına binip gitti. Bütün merakımla doktorun odasına sinirle girdim. Bir şey söyleyecekken vazgeçip demedim. En iyisi araştırmaktı.  Zoraki gülümseme ile doktorla tokalaşıp oturdum. Ayşe'nin durumu hakkında bilgi aldım. Eve geldiğimde Ayşe yoktu. Merakla aradım ama cevap vermedi. Endişe ile evin içinde volta atmaya başladım. Nereye gitmişti bu kız?

AYŞE’DEN

Sadece bu yollarda dolaşmaya devam ettim. Dün Gökhan’ın dediklerinden sonra yine hayatım darmaduman oldu. Ne yapacağımı bilmiyorum. Ölebilirim. Hiç kurtulamayabilirim. Gözlerimden süzülen yaşlarla parktaki banka oturdum. Önümde çocuk oyun alanını görünce hıçkırarak ağlamaya devam ettim. Belki de benim hiç çocuğum olmayacaktı. Ömrüm o kadar yetmeyecekti. Ben Gökhansız kalacaktım. Onsuz, hiç bilmediğim bir diyara gidecektim. Peki ya Gökhan. O ne yapacak? Bensiz mutlu olabilecek mi? Belki de en doğrusu benim gitmem. Eğer Berile dönerse beni unutur. Mutlu olur.

Yanıma birinin oturması ile o tarafa döndüm. Geçen gördüğüm adamdı.

‘’selam.’’ Deyip mendil uzattı. Elinden mendili alıp gözlerimi sildim.

‘’teşekkür ederim’’ dedim.

‘’çok üzgünsün. Geçen karşılaştığımızda da ağlıyordun. Eğer anlatmak istersen dinlerim. Belki yardımcı olabilirim.’’ dedi. Olumsuz anlamda başımı sağa sola salladım.

‘’olamazsın… Çünkü ben ölüyorum’’ dedim. Elini omzuma koydu.

‘’ne diyeceğimi bilmiyorum. Çok üzüldüm. Ama hemen kendini bırakma. Bir çaresi bulunur. ‘’ dedi.

‘’ilik nakli olmam gerekecek. Uygun dünör bulunmazsa ben zaten öleceğim. Kimsem yok. Kardeşim, babam, annem zaten hasta. Beni kurtaracak kimsem yok.’’ Dedim.

‘’bak bende kan veririm. Ararız da. Bulunur merak etme.’’ Dedi. Minnetle yüzüne baktım.

‘’teşekkür ederim’’ dedim.

‘’ne demek. Bu arada ben Oğuz’’ deyip elini uzattı. Gözyaşlarımı bir yandan silip gülümserken elini sıktım.

‘’ben de Ayşe’’ dedim. Gülümseyip ‘’memnun oldum’’ dedi.

‘’bende …’’ dedim.

‘’artık gitsem iyi olacak’’ dedim.

‘’ben bırakayım seni. Hem biz komşuyuz’’ dedi. Gülümsedim  ‘’teşekkür ederim ama benim birkaç işim var. Görüşürüz …’’ deyip arkamı döndüm. Ne olursa olsun tanımadığım bir adamın arabasına binemezdim. Hem Gökhan yanlış anlayıp kızabilir. Karşıdan karşıya geçerken geçen bana vuran nineyi gördüm. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamayıp koluna girdim. Kaşını çatıp bana baktı.

‘’nineciğim yardım edeyim sana’’ dedim ama keşke demez olaydım. Popuma bir tane vurdu. Vurduğu yeri tutarken şaşkın şaşkın nineye bakıp ‘’ne vuruyorsun nine yaaaa’’ dedim.

‘’sen geçen ki arsız kız değil misin bakim?’’ deyince kaşımı çatıp yüzüne baktım.

‘’arsız kız mı? Ayıp nine yaaa’’ dedim. Tabi bir tanede bastonla bana vurdu.

‘’ne ayıbı kız. Senden mi öğreneceğim ben ayıbı hıııı… Nine miş. Ben sana kaç kez diyeceğim bana nine deme diye. ‘’

‘’ne diyim. Kardeş mi diyeyim kaşim’’ dememle yine bana vurdu. İki büklüm şaşkın şaşkın nineye baktım. Tam yine kızacakken öleceğim aklıma gelince nineye sarılıp ağlamaya başladım. İyice dengesizleşmiştim.

TESADÜFDonde viven las historias. Descúbrelo ahora