29.Bölüm

391 35 55
                                    

EYLÜL
Kader ve doktorum Cemreyle Kader'in evinde ufak bir kutlama yaptıktan sonra evime dönmüştüm. Oturuyorken kapı çaldı... açtım ama açar açmaz iki el sertçe kollarımdan tutup beni öpmüştü...

Ben şok içinde kaldım... Baran... Baran'dı bu...

Eylül : bırak beni bırak!

Baran : ne gelir ki güzelim elinden... naapabilirsin?

Ben çaresizce çırpınırken o beni tekrar öpmeye başlamıştı. Bunun bitmesini dilerken sonunda üzerimden çekilmişti. Birini mi dövüyordu? Yoksa biri mi onu dövüyordu!

Baran : bırak be! Sen de kimsin?!... sen şu avukat değil misin? Sanane lan?!

Avukat mı? Serkan?

Serkan : kes lan!

Yine o yumruk sesleri doldu kulağıma... bense kendimi yere bırakmış, ayaklarımı karnıma çekmiş ağlıyordum....

Eylül : yapmayın... yapmayın noolur... yeter... yeter..,

Baran iri yapılı bir çocuktu. Basket de oynuyordu, güçlüydü de... Serkan'ı kolayca yere serebilirdi...korkuyordum...

Sonra bir çift kol sardı beni... nazik kollar...

Serkan : şişşşt... tamam.. gitti...

Eylül: iyi ki geldin...

Serkan : iyi ki gelmişim... şerefsiz herif! İyi misin sen?

Eylül: evet... yetiştin...tam zamanında yetiştin....

Serkan : sen otur, ben sana bir su getiriyim, sakinleş

İçeri gittim ve oturdum. Ya Serkan gelmeseydi? Naapıcaktı?

Eylül : sen neden gelmiştin? Birşey mi unutmuşum?

Serkan : yok hayır... aslında ben seni yemeğe götürmeye gelmiştim ama...

Eylül: olur ama neden? Yani dava da bitti...

Serkan : ımmm... nasıl denir ki? Daha önce hiç... neyse... ya Eylül, ben seni biraz yakından tanımak istiyorum, vakit geçirmek istiyorum seninle. Tabii sen de istersen...

Eylül: nasıl yani? Şey gibi mi? Çıkmak...

Serkan : evet.. yani benim için de yeni birşey bu..

GÜNEY
Cemre ne aramış ne sormuştu. O kadar çiçek göndermiştim ama haberini alamamıştım. Hastanede de yakalayamamıştım. Hala ondan birşey gelmeyince ben aradım onu...

Cemre : Güney... ne var?

Güney : çiçeğim ulaştı mı sana?

Cemre : evet...

Güney : beğendin mi?

Cemre : çok incelemedim, şuan çöpte...

Güney : çöpte mi? Şey tamam... olsun...

Cemre : birşey söylemeyeceksen kapıyorum...

Sonra o herifin sesini duydum... biraz uzaktan geliyordu ama oydu biliyorum...

Gökhan: Cemre canım nerde kaldın? Seni bekliyorum...

Cemre : tamam canım, geliyorum hemen...

Birşey söylemesine fırsat vermeden kapadım telefonu. Telefonu yere fırlatıp önümdeki herşeyi devirdim... sinirlenmiştim. O benimdi... kimse ona dokunamazdı... kimse!

Ama Cemre beni değil onu tercih etmişti... onu... neden peki? O, üniversiteden beri benim için yanıp tutuşan kız değil miydi? İlkini benimle yaşayan...

Bu Gökhan denilen herif aradan çıkmalıydı... Cemre'yi kazanmam için tek kıza sadık kalmam gerekiyorsa ben de öyle yapacaktım. Unutacaktım barları, kızları... romantik de olurdum istersem.. zaten hödük bir adam da değildim, yapabilirdim bu kadarını, neden olmasın?

SERKAN
Şuan beni görebilseydi yüzüme güleceğinden eminim, şekilden şekile girmiştim... ilk defa bir kıza böyle yoğun duygular hissediyordum, üstelik daha dokunmadan...

Serkan : kabul ediyorum, ben pek iyi bir adam değildim Eylül. Her gün başka bir kız... her gün başka bir evde uyanırdım... bunu inkar edemem. Ama şu herif gibi de şerefsiz değilim. Yani o bütün kızlar beni istedi, kimseye zorla dokunmadım...

Eylül : tamam tamam... daha fazlasını duymak istemiyorum...

Serkan : ama artık o adamla alakam yok...inan bana...

Eylül: sen bu kör kızla olmayı kaldırabilecek misin?

Serkan : ben senin gözlerin olurum, olmaz mı? Sen de beni bunlara rağmen kabul edeceksen...

Eylül : ben şey...

Serkan: tabii ben görmediğim birini sevemem diyorsan...

Eylül : kalbimle görürüm ben de...

Ellerini yeniden yüzüme yaklaştırdı, iki eli de yanağımdaydı... yavaşça okşuyordu sanki.... ben de kafamı çevirip avcunun içini öptüm...

eyserciyazar 💙
eysercilerrr ❤️

Kalp GözüWhere stories live. Discover now