41.Bölüm

372 39 31
                                    

EYLÜL
İnanamıyordum... baya baya görüyordum... gözlük kullandığım halim gibiydim... çok garipti bu... hatta Cemre zamanla biraz daha netleşebileceğini bile söylemişti... artık kör değilim... artık görebiliyorum...

Kader, onu hatırladığım gibiydi, çok değişmemiş. Kahverengi saçları ve aynı renk gözleriyle bana bakıyordu... gülümseyerek... gerçekten mutluluğumu paylaşıyordu benimle.

Sonra babama baktım... öyle güzeldi ki bu an... sonunda, aylardır bana destek olan, kendinden ödün veren babamı görmüştüm yine...

Sonra doktor önlüğü içindeki Cemre'ye baktım. Kızıl saçları, masmavi gözleri olan aşırı güzel bir kadındı. Çok güzeldi...

Ve... Sevdiğim adam karşımda, onu görebiliyorum... aylar sonra ilk gördüğüm yüz onun yüzü oldu ve yeniden şok yaşadım. O baya yakışıklı... çok yakışıklıydı... masmavi gözleri... altın rengi saçları... ve bana gülümseyerek bakışı... yanağının kenarındaki o ufak gamzesi... bu adam benim sevgilim miydi? Beni nasıl sevebilmişti? Hastane masraflarımı karşılayacak, bunlar için ufak bir servet ödeyecek kadar...

Serkan : nasıl hissediyorsun?

Eylül: bilmiyorum... bu çok garip bi his... yeniden görebiliyorum, hem de gayet net... mesleğimi de yapabilirim dimi?

Cemre : engelin yok bunun için... tabii ki yapabilirsin

Eylül: tamam... çok teşekkür ederim, hepinize... özellikle sana Serkan... sen olmasan, o masrafları karşılamasan, ben göremeyecektim. Ama merak etme, ben hepsini öderim. Öderiz dimi baba?

Ahmet : evet tabii ki...

Serkan : ben birşey istemediğimi söyledim. Sen iyi ol, mutlu ol, bana yeter. Şu mutluluğunu gördüm ya, değmiş...

Ahmet : ah şimdi anlaşıldı...

Utanmıştım...

Serkan : hazır yeri gelmişken, ben söyleyeyim. Ben kızınızı seviyorum Ahmet bey. Gerçekten seviyorum.

Ahmet : onu anladım zaten... kimse kimseye bu devirde o kadar para vermez, dimi?

Cemre : yani... öyle... başka sorunuz yoksa ben çıkıyorum. Eylülcüm, bir sorun olmazsa eğer, yarın taburcu ederiz seni.

Eylül: çok teşekkür ederim...

Kader : ben kalayım, kız kıza sohbet ederiz biraz...

Eylül: boşver, yarın işe gideceksin sen. Sonra konuşuruz, git dinlen sen

Kader : emin misin?

Eylül : evet... hadi...

Kader : tamam o zaman...

Kader yanağımdan öpüp çıktıktan sonra babam yanıma geldi...

Ahmet : kızım ben de çok yoruldum... gitsem birşey der misin?

Eylül: hayır tabii babacım... git dinlen ben. Hem bak, yarın ben de çıkıcam

Ahmet : tamam... Serkan oğlum, sen biraz daha kalıp öyle gitsen? Birşey olursa ararsın beni

Serkan: tamam Ahmet bey, ben haber veririm. Zaten ben bugün Eylülün yanında kalırım. Yani yanında derken şurdaki koltukta uyurum ben...

Ahmet : anladım anladım... tamam o zaman içim rahat eder... görüşürüz kızım...

Eylül : görüşürüz babacım

Babam beni Serkanla yalnız mı bırakmaya çalışştı? Yoksa bana mı öyle gelmişti?

Serkan : ee?

Eylül: ee ne?

Serkan: daha öyle bakacak mısın?

Eylül: bilmem... bakarım belki biraz daha

Serkan : bak bak... ben de sana bakayım biraz daha. Benden ayrıldığın zamanın acısını çıkarayım

Eylül: neden ayrıldığımız halde, seni istemediğimi söylediğim halde benim hastane masraflarımı karşıladın? Neden yaptın bunu Serkan?

Serkan: hala anlamadın mı?

Eylül: neyi?

Burun burunaydık resmen. Kalbimin sesi öyle kuvvetliydi ki, onun bile duyabildiğinden emindim...

Serkan : ben sana çok fena aşık oldum Eylül... öyle böyle değil...

Ah kalbim... birazdan yerinden çıkacak gibi...

Eylül: ben sana yetememekten korkuyorum... senin daha önce birlikte olduğun kızlar gibi değilim ben... bir gün eğ-...

Parmağını dudağıma götürüp beni susturdu...

Serkan : şişşt... biliyorum... hepsini biliyorum. Ben sana bunu bile bile aşık oldum. Bak bana Baranla olucam dedin ya, o an benim kalbimi paramparça ettin sen... ben o anda anladım, senden başkasıyla olmayacak...

Parmağını öptüm, gülümsedi.... sonra aklına gelen birşeyle durdu ve ciddileşti...

Serkan: senden önce nasıl bir insan olduğumu biliyorsun. Ama ben değiştim Eylül, sen beni farklı biri yaptın... Fakat, bilmen gereken birşey var...

Kalp GözüWhere stories live. Discover now