0.1

10 1 0
                                    

Sasha Sloan - Dancing With Your Ghost

-------

Çalan telefonumu açtım ve kulağıma dayadım. "Efendim Çiğdem?"

"Mısra hemen yanıma gelmen gerekiyor. Olcay geliyor. Çok heyecanlıyım. Beni yalnız bırakma ne olur."

Birkaç saniye kararsızlık ve isteksizlikle sıkıntılı nefesler verdim. Tam da okuldan çıkıyor, merdivenleri tırmanıyordum.

"Bensiz idare edemez misin?" Arkamdan gelenlere yol vermek amacıyla merdivenin ortasından kenarına doğru adımladım.

Telefondan birkaç mırıldanma sesi gelince kaderime boyun eğip sıkıntılı ve isteksiz adımlarımla yarılamış olduğum merdiveni inmeye başladım.

"Neredesin sen?"

Okulun giriş kapısından içeri girerken Çiğdem'in sevinç dolu çığlıkları ve ne kadar harika bir arkadaş olduğumla ilgili söylediği cümlelere sırıtarak gözlerimi devirdim. Bu kızı sevmesem hayatta geri dönmezdim. O da bunu biliyordu maalesef.

Okulun girişindeki kantinde oturan Çiğdem'in yanına gittiğimde böyle ortamları sevmediğime bir kez daha emin oldum. Çiğdem internetten tanıştığı biriyle buluşacaktı ve çok heyecanlıydı. Tanışacağı kişi ne tesadüftü ki bizimle aynı okuldaydı. Bu da demek oluyordu ki bu kişiyle ilişkisi ters giderse onu sık sık görmek zorunda kalacaktı. Belki de psikopatın teki çıkacaktı ve Çiğdem'i rahat bırakmayacaktı. Sadece üzülmesini istemiyordum.

"Biliyorum işin vardı, özür dilerim. Bu günü atlatalım var ya dile benden ne dilersen!"

Çiğdem'in yanağını sıkarken gülümsedim. Bu kızı gerçekten seviyordum. Aslında başka bir açıdan bakacak olursak tanışacağı kişinin sapık olma olasılığı vardı ve onu yalnız bırakmamam daha iyiydi. Bu fikirle daha da gülümsedim.

"Abartma Çiğdem, alt tarafı kuaföre gidecektim. Önemli bir işim yoktu. Başka zaman giderim, sorun değil. Hem seni yalnız bırakmak istemiyorum."

Çiğdem gülümsemek üzereyken birden şaşkınlıkla bakakaldı ve etrafımızdaki masalarda oturan insanları umursamadan "Ne! Kafayı mı yedin sen! Bu saçlara kıyacak mıydın yani? Sağlıklı bir şekilde uzatana kadar canın çıkmıştı." diye bağırdı.

Bağırmasını umursamadan usulca başımı salladım. Çok ilgilenen olmamıştı zaten.

"Sıkıldım. Hem... Yeni bir sayfa istiyorum artık. Saçların anı biriktirdiğine inanıyorum ve onları temizlemek istiyorum. Biliyorsun, Berkan..."

Cümlemin devamını getiremeden durdum. Hatırlaması dahi acı veriyordu ama eskisi gibi kahretmiyordu. Sanırım acıya alışılıyordu.

Kolunu omzuma dolayıp bana sarıldı ve güven verircesine gülümsedi. Berkan'ı biliyordu. Mutlu anılarımızı bizzat ona ben anlatıyordum zamanında. En son anlattığım ise öncekiler gibi mutlu değildi. Çiğdem her ayrıntısını biliyordu.

"O zaman gittiğinde bana da haber ver. Birlikte gidelim. Ay çok heyecanlandım acaba nasıl bir model kestirsek?"

Bu enerjisine gülümseyerek karşılık verdim. "Bilmem, sadece uçlarından aldırmayı düşünüyordum."

Hayretle bana bakarken yavaşça kaşlarını çattı. Aykırı bir modelde bana ısrar edeceğini çoktan anlamıştım bile. Kendi saçlarına kıyamadığı için sürekli benim saçlarımla ilgili hayaller kurardı. Onun yerinde olsam ben de saçlarıma kıyamazdım. Uçları lüle lüle olan parlak sarı saçları vardı. Küçüklüğünden beri uzun olan saçları beline kadar geliyordu. Diplere doğru kül rengine dönen saçlarını onun kadar ben de seviyordum.

Beni TanımakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin