48.Bölüm - Haftasonu Ziyareti

254 35 18
                                    

Kahvaltıdan sonra Serkan, Yağmur'la ilgilenmeye başlar...

Serkan: Eylül...bugün Yağmur'u doktora mı götürsek?

Eylül: neden ki? Yağmur'un doktor kontrolü haftaya. Aşısı vardı.

Serkan : onun için de gideriz de ben onu kastetmedim. Tedavi için ne yapabiliriz onu soralım. Sonuçta daha çok ufak, en başından birşeyler yapılabilir belki

Eylül: evet belki... benim çok ümidim yok gerçi

Serkan: denemekten birşey çıkmaz canım, birkaç doktora gidelim, konuşalım. Bir çaresi varsa neden yaptırmayalım ki?

Eylül: varsa tabii ki yaparız...

Serkan : tamam... hazırlan da çıkalım o zaman...

Eylül hazırlanmış, çocukların çantasını da alıp Serkan'ın yanına gelmişken Eylül'ün telefonu çalar, annesi arıyordu ama sesi telaşlıydı...

Eylül : efendim anne?

Mesude : kızım Yağmur'u da al buraya gel bir an önce...

Eylül: nooldu ki anne?

Mesude : Murat... Murat burda. Kızımı görmek için iznim var, haftasonu bende kalacak diyor. Ne dediysem ikna edemedim.

Eylül: ne?! Naapıyo bu?

Mesude : bilmiyorum, ama gelmezsen polis çağırıp zorla alacakmış, öyle dedi, bu yüzden bir an önce gelsen iyi olacak

Eylül: tamam anne tamam, hemen geliyorum...

Eylül telefonu kapatınca ağlamaya başlar....

Eylül: Allah kahretsin! blöf değilmiş... alıcak, kızımı alıcak...

Serkan : nooluyo Eylül? Kim senden alıcak kızını? Kim aradı seni?

Eylül: annem aradı.Murat... anneme gelmiş, Yağmur'u almak için...

Serkan : nasıl? Kim oluyo da alıyo Yağmur'u?

Eylül: biyolojik babası sıfatıyla... hakkı da var, yasal olarak, Allah kahretsin ellerimle teslim edicem kızımı...

Serkan : kahretsin! Hakkını kullanıcak demek ki...

Eylül: ya biz evliyken, onunla ilgilenmesini isterken zorla bakıyordu ona, şimdi boşandık, işine gelmesi gerekirken neden bunu yapıyo ki? Hakim 2 hafta sonra görebilirsin dedi ona ama bu hakkı kullanacağını hiç düşünmemiştim...

Serkan : neyse.. tamam o zaman gidelim...yapılacak birşey yok artık...

Eylül : yok dimi? Yani sen de polissin, bilirsin, herhangi bir yolu varsa...

Serkan: maalesef ki yok bitanem... keşke olsa ama yok... hadi çıkalım, sizi ben bırakayım

Eylül: Serkan, aslında ben tek başıma gitsem iyi olacak

Serkan: neden Eylül? Birlikte gidelim işte, yalnız bırakmak istemiyorum seni

Eylül: tamam ama ben Murat'ın hiçbirşeyi aleyhime kullanmasını istemiyorum

Serkan: sen yanlış birşey yapmıyorsun ki, neyi aleyhine kullanabilir?

Eylül: bize göre öyle, yasal olarak değil işte... eğer bir gün bana velayet davası açarsa, o zaman ne olacak? Bu anı aleyhime kullansın istemem...

Serkan : tekrar söylüyorum, yaptığın yanlış birşey yok

Eylül: anlamıyor musun Serkan?! Hala resmi nikahımız yok, anca 2 hafta sonra evlenebilicez, dini nikahımız olabilir ama yasal olarak bakıldığında gayriahlaki bir ilişkimiz var şuan. Ve mahkemede bu ilişkinin güzel görüneceğini sanmıyorum. Ver Yağmur'u bana, ben gidiyorum...

Serkan: benim arabamı al, taksiyle uğraşma

Eylül, Yağmur'u da alıp annesine gelir, Murat da koltuğa yayılmış onları bekliyordu...

Eylül: geldim geldim...

Mesude : gel annecim, biz de seni bekliyorduk

Murat : az kalsın hakkınızda arama emri çıkartacaktım, nerdeydin sen?

Eylül: bunun için sana hesap verecek değilim Murat

Murat : kızımı da alıp gitmişsin, nerde olduğunu bilmeye hakkım var...

Eylül: arkadaşımdaydım, oldu mu?

Murat : arkadaş... kimmiş bu arkadaş?

Eylül: benim birçok arkadaşım var, istediğimle kalabilirim dimi? Ben sana soruyo muyum?

Murat : neyse ver kızımı bana...

Eylül : iyi bak ona... eğer birşey olursa...

Murat : tamam tamam biliyorum...

Eylül: çantasında herşeyi var, yine de birşeye ihtiyacın olursa...

Murat : sana ihtiyacımız var annesi...

Eylül: defol git Murat. Yarın akşam burada bekliyor olucam.

Murat : aslında buna hiç gerek yoktu, bunu sen de biliyorsun... ama boşanmayı sen istedin, sonuçlarına da katlanacaksın...

Savrulan Yapraklar ?Where stories live. Discover now