Adele

3.1K 287 235
                                    


"Günaydın İngiltere Kraliçesi."

Tony Stark odaya giriş yaptığında gözlerini devirmekten kendini alamamıştı. Adıyla ilgili yaptığı bu şakaya artık alışmıştı. En azından alışmaya çalışıyordu.

"Sana da günaydın Stark." Kahve makinesinden gelen ses ile kahvesini aldı ve kupayı dudaklarına götürdü. Önce kokusunu içine çektikten sonra kahveyi yudumladı. Pahalı olduğu belliydi. Tony Stark'ın ucuz kahve içecek hali yoktu sonuçta.

"Günaydın."

Kapıya bakıp gelen kişiye gülümsedi. "Günaydın, Stretch." Adam gözlerini devirirken Tony ikisine tuhaf bakışlarla bakıyordu. "Tanışalı bir gün oldu ve ona soyadıyla ilgili şakalar mı yapıyorsun? Ben bile sana yeni şaka yapmaya başladım Elizabeth! Ve tanışalı üç yıl oluyor."

Omuz silkip masaya oturdu ve camdan dışarıyı izlemeye başladı. Stephen da kendine çay aldıktan sonra yanına oturdu. "Dediğimi düşündün mü? Gidecek miyiz?"

"Bir yerlere gitmeyi de mi planladınız? Yuh artık! Hızınıza yetişemiyorum gençler."

"Bağırmayı keser misin Tony?"

"Ona Stretch bana Tony ha? Kalbimi kırıyorsun."

"Fazla dramatik davranıyorsun. Gidip diğerlerini rahatsız etsene sen?"

"Aman be, zaten çok sıkıcısınız. Gidip Yüzbaşı'yı delirteyim bari."

Mutfaktan çıktığında Liz kıkırdamıştı. Bu adam asla büyümeyecekti. Kendisini izleyen bir çift mavi gözü hatırlayınca kahvesini yudumlayarak ona döndü. "Sana zahmet vermek istemem ama işe yarayabilmem için de yapabildiklerimi öğrenmem gerek. Yani, evet gidiyoruz."

Stephen gülümserken çayını yudumlamıştı. Liz de ona tebessüm etti ve kahvesini içmeye devam etti.

"Gece uyuyamadın sanırım? Yani müzik sesi geliyordu da..."

Strange odasına açtığı portal ile uyumuyor oluşunu gördüğünü söylemeyecekti elbette. Liz bakışlarını yeniden ona çevirdi.

"Kısık sesle dinliyordum ama seni rahatsız mı ettim? Özür dilerim Stephen, keşke duvara falan tıklatsaydın, kapatırdım."

"Hayır, hayır rahatsız etmedin. Şarkılar güzeldi. Ve yüksek sesle dinlemiyordun, sadece ben im kulaklarım fazla hassas. Ayrıca ben de Adele severim."

Ortak yönlerine yeni bir tanesi eklendiği için mutlu olmuştu. Gülümsemesi genişlerken içi boşalan kupayı masanın üzerine bıraktı. "Seni Adele dinlerken hayal edemiyorum. Daha çok eski zaman şarkıları seviyormuşsun gibi duruyor."

"Öyle zaten ama yenilere de her zaman şans veririm." Göz kırptığında kendine has bir şekilde kıkırdamıştı. Stephen kıkırtısının tonunu çok hoş bulmuştu. Rahatlatıcı bir tondu, insana huzur veren bir tondu.

"Kahvaltı zamanı millet! Hadi hazırlanın da gidelim, Tony Harika Stark size kahvaltı ısmarlayacak."

"Egona sahip çık Stark."

"Sen sus, ihtiyar."

Didişerek içeriye giren Steve ve Tony'e tuhaf bir şekilde baktılar.

"Biz kahvaltıya katılamayacağız Bay Stark, işlerimiz var."

Stephen konuştuğunda pür dikkat onu dinlemişti genç kadın. Tony Stark bu cümleyle gözlerini kısarak ikisine baktı ve parmağını onlara doğrulttu.

Vertigo(Doctor Strange)Where stories live. Discover now