•15•

6.2K 451 84
                                    

Sabah erken kalktık. Bir şeyler yedik ve Seul'ün en kalabalık yerine gittik. Her şey hazırdı.

Öğlen vakti planımızı uygulamaya başladık. Iseul'a maske takdırdım. Çünkü onun da canavar olacağını açıklayınca bizi anlayabilir veya yeniden kötü sanabilirler.

Araba gelirken planladığımız gibi Soo-Min önüne atladı. Seung onu kurtardı ve dişlerini gösterdi. Bazı kişiler görmedi, bu yüzden Soo-Min bunu anlamış olacak ki:

"Vampir!"

Diye bağırdı. Gözlerini kocaman açmıştı. Sanki bir kore dizisi izliyor gibiydim. Çok gerçekçilerdi.

Tüm insanlar olduğu yerde onlara bakıyor, videolar çekiyor ve bunun hakkında konuşuyorlardı. Her şey istediğimiz gibi gidiyordu. İstediğimiz şeyleri duymak bizi rahatlatıyordu:

"Ah cidden vampir olmasına rağmen çok iyi kalpli."
"Woow vampirlerin bu kadar havalı olacağını düşünmemiştim."
"Çoook yakışıklı."
"Canavarların iyi olduğunu biliyordum!"

İşte olmuştu. Hiç bu kadar mutlu olduğumu hatırlamamıştım.

Şimdi ise tüm canavarlar kimliklerini belli etti. Herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Ama hiçbiri korkmadı, hiçbiri bize zarar verecek gibi değildi. Taehyung öne birkaç adım attı, kalabalığın ortası geçti.

"Merhaba ben Kim Taehyung, vampirim. Eğer bizi kabul ettiyseniz teşekkürler. Umarım her şey eskisi gibi olmaz."

Gülüşü bir anda kayboldu. Doğru ya ailesini, dostlarını, milletini öldüren varlığa kendini kabul ettirmeye çalışıyordu. Fazla acı çekiyordu. Ama yine de inanıyordu.

Gözüm bir adamın eline kaydı. Yavaştan silahını hazırladığını farkettim. Taehyung'u mu hedefliyordu?!

Taehyung'un önüne koştum. Son kez onun yüzüne bakmış gibi hissettim. Silah sesi kulağımı çınlattı. Sırtımdaki kurşunun acısını hissedemeden gözlerim kapandı.

Gözlerimi açtığımda beyaz ışıktan başka bir şey göremiyordum. Gözlerim kamaştı. Sırtımdaki acıyı hissettiğimde inledim.

"Bunu yapmamalıydın."

Bu Taehyung'un sesiydi. Yumuşak ve narin bir yerde yattığımı farketmiştim. Ama bu Taehyung'un göğsü olduğunu sonradan anladım. Çok huzur vericiydi. Burada ölsem hiç üzülmezdim.

Taehyung'un yüzüne baktım. Gözleri şişmiş ve kıpkırmızıydı. Yüzü olduğundan daha beyazlamıştı. Dudakları kupkuru, gözleri kapanmak üzereydi. Sanki dokunsam ağlayacaktı.

"İyi misin Taehyung?"
"Bunu benim sormam gerekmez mi?"
"..."
"Neden böyle yaptın? Ya ölseydin? Nasıl yaşardım ben?!"
"Zarar görecektin, hatta belki hepiniz zarar görecektiniz."
"Y/N bize bir şey olmazdı. Biz senden daha güçlüyüz. Bir kurşun bizi o kadar etkilemezdi."
"Halk nasıl karşıladı?"
"Herkes o adama küfür etti, yargıladı. Ölene kadar hapiste olacak. "
"Bu iyi."
"Değil. Sen zarar gördün."
"Ama şu an iyiyim."
"Bir daha sakın böyle bir şey yapma. Yoksa kendimi asla affetmem."
"Senlik bir şey yok."
"Var. Seni koruyamadım. Bir daha sana bir şey olmasına asla izin vermeyeceğim. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum."

Saçlarımın arasına uzun bir öpücük bıraktı. Sıkıca sarıldı.

"Şimdi doktoru çağırmaya gidiyorum. Sen de dinlenmeye devam et."
"Tamam."

Sanırım sırtımdaki acı gitmişti.

Biliyorum, birkaç gündür yazamıyorum. Ama aklıma bir şey gelmiyor. Sanırım yavaş yavaş finale gidiyoruz :") Ve ayrıca okunmalar ve votelar için ÇOOĞK TEŞEKKÜR EDERİİĞĞM.

Vampir | KTHDonde viven las historias. Descúbrelo ahora