♤
"Bir doluya tutulmak."
Hayat. Gelgit düzenikli bu benim hayatım.
En sonunda tüm ruhuma, tüm benliğime kadar işleyen ölümü bana gerçekten de sunacaktı. Bir deliriş; yavaş yavaş, azar azar sarhoşluk beni bularak o ağırlıkta da çökecektim. Sert yığınlı bir dolu. Can acıtıyor, kaçmalıyım.. Bir yere sığınmalıyım. Beni koruyacak bir yuvaya. Ölüyorum, ölmemeliyim. Nefes bile alamıyorum, ama almalıyım. Yaşarken ölmek bu. Isınmalıyım. Yaşıma göre çok yorgunum, umudum yok. Tükenip yere yığılmama ramak kala artık bir güce ihtiyacım olduğunu biliyordum. Güçsüzlüğüme rağmen, koca bir taş yığını gücünde bir güç vardı. Hemen karşımda, bıkmadan bana itiraflarda bulunan ve vazgeçmeden acısını çeken kişi.Neler yaşamıştım. Bir an, bir saniye. Her şeyi çok hafife almıştım. O tarafından kurtulunmadan hemen önce, ağır bir şok geçirmiştim. Bana kötülüğü dokunmak isteyen insana mıydı bu tutumum yoksa onun gözümün önünde birini öldürmesine mi anlamıyordum. İdrak edemiyordum artık. Bir süre, konuşamadım. Dilim tutulmuş gibiydi. O, beni sakinleştirmek adına güzel sözcükler söylüyor, benim gözlerim ise yerde yatan adama dalmış gitmiş, tek bir kelime edemiyordum. Şimdi, her şey bunca zamandan sonra güzel ve sakinken birden çıkagelip üstelik bana bu ağır şoku yaşatması? Ağır kötülüktü. Beni kurtarmak istemişti. Ancak, belki de korkutabilirdi. Ya da.. eminim ki kimliği belirsiz kişiye engel olabilecek bir gücü vardı.
Seni bir zarardan kurtardı, diye sayıkladı kafam.
Ya gelmeseydi? Düşünmek istemedim. Ancak düşünüyordum. Ya fiziksel olarak ağır acılar alsam, ya acılar içinde sokak arasında kıvransam, ya ailemi bir daha göremesem! Hangi birine dayanabilirim? Göz ifadem büyüktü. O, beni yaşadığım şoktan çıkartamayınca telefonuyla birini aradı. Hemen sonra önümüzde bir araba durmuştu. İçinden hızla bir adam indi. Arka kapıyı açıp bekledi. O, bana sıkıca sarılmış, başımı da göğsüne koymamı sağlamıştı. Bir hareket etmezken, bacaklarımdan tutarak beni kaldırıp kucağına aldı. Tepkisizdim. Arabanın arka koltuğuna yavaşça bindiğinde onun kucağındaydım. Göğsüne sinmiştim. Çağırdığı adam, bizim kapımızı kapatmadan önce, "Birini ara temizlesin!" Diye sertçe konuşmuştu. Cesedi yok edeceklerdi.Sonrasını hatırlamıyordum. Kendimde değildim. Gözlerim açık, ancak göremiyordum. Duyamıyordum. Yaşadığım ağırlığın altında ezilmiştim. Onun orman içindeki ahşap küçük evine gelmiştik. Yine de rahattı. Onun yatağında yatmış, üzerim örtülmüş, küçük bir çocuk gibi de saçım okşanmıştı. Unutturabilir miydi? Kendisinden daha fazla korku dolu hissetmemi sağlamıştı. Feci bir şekilde zararının bana da gelmesinden korktum. O, istediğinde gözünü kırpmadan birini yok edebiliyordu. O, tehlikeli bir adamdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLUDUĞUM KORKU
ChickLitYağmurlu ve sisli bir zamanı hatırlıyordu. Ruhunun ebedî çöküşlere meğer o an da tutulacağını bilemezdi. Hiç olmayacak birinden aşk itirafı aldığı gün kaderi değişmişti. Reddettiği adamın geri dönüp pes etmeyişini görünce içini korku kapladı kadının...