9. Bölüm "Sınav"

5.3K 585 32
                                    

Keyifli okumalar...

****

Geride bıraktığı kıvrımlı yolları gözleri sis perdesinde izlemişti genç kız. Yabancı bir adamın arabasında evine doğru ilerlerken iki gündür nerede olduğunu bile sormayan ailesinin evde olmamasını dilemekten başka bir şey gelmiyordu elinden. Adının Zafer olduğunu öğrendiği adamın yanından bir an olsun ayrılmayışı da içine dert olmuştu.

"Evin adresini söylemedin Hüzün?" genç kız adının söylenmesi ile başını yasladığı camdan uzaklaştırarak genç adama dönmüştü. Zafer onun soruyu anlamadığını fark edince tekrarladı.

"Evin diyorum, adresini vermeyecek misin?" Hüzün başını sallayarak önüne dönmüştü.

"İleriden sağa dönün, sonraki kavşaktan dönüp ilk sokağa saparsınız." Zafer başını sallayarak genç kızın dediği yolda ilerlemeye başlamıştı. Araba lüks semtlerden birine girdiğine genç adam dönüp Hüzün'e bakmıştı.

"Bu sokakta mı oturuyorsun?"

"Evet," dediğinde genç kız ağzının içinden genç adamın duyamayacağı şekilde devam etmişti. 'maalesef' bir süre sessiz bir şekilde ilerleyen ikili Hüzün'ün gösterdiği dışarıdan oldukça gösterişli olan iki katlı villanın önüne durdular. Zafer başını aşağıya eğerek arabanın ön camından karşısında ki eve bakmıştı. Dudağından istem dışı bir ıslık firar ederken Hüzün yüzünü buruşturarak arabadan inmişti. Kapıyı kapatmadan önce genç adama bakan Hüzün sıkıntıyla konuştu.

"Her şey için teşekkür ederim, umarım bir daha bu şekilde karşılaşmayız. Tekrar karşılaşır mıyız onu da bilemiyorum. Tekrar teşekkür ederim."

"Ben emin değilim, seni görmek isteyeceğimi biliyorum." Hüzün bir şey söylemeyerek arabanın kapısını kapatarak güvenli kapıdan içeriye girmişti. Zafer genç kız kapı ardında kaybolana kadar ardından bakıp arabasını çevirerek oradan uzaklaşmıştı.

Hüzün kapıdan kendi anahtarı ile eve girdiğinde etrafına kısa bir bakış atarak evde kimsenin olup olmadığını anlamaya çalıştı. Çalışanlar bile ortalıkta görünmüyordu. Anne ve babasının yine neler karıştırdığını merak etse de oldukça yorgun hissediyordu. Odasına çıkmak için merdivenlere yöneldiğinde kulaklarına dolan öfkeli sesle olduğu yerde donup kalmıştı.

"Nereye gittiğini sanıyorsun sen?" Hüzün ağır bir şekilde arkasını dönerek sesin sahibine bakmıştı. Anne ve babası ateş saçan gözlerle kendisine bakıyordu.

"İki gündür neredeydin sen?" Babasının sorusu ile yutkunan genç kız derin bir nefes alarak başını iki yana salladı.

"Beni merak etmiş olsaydınız arardınız."

"Bizimle düzgün konuş, geldiğin araba kime aitti."

"Bilmiyorum."

"Tanımadığın adamlarla mı dolaşıyorsun?" Babasının öfkeli sesi daha da yükselirken Hüzün üzgün bir şekilde babasına bakmıştı.

"O tanımadığım adam sizin ilgilenmeniz gereken kızınızla ilgilendi."

"Kes artık, hazırlan seni yatılı okula göndereceğiz."

"Ama okulların açılmasına çok var."

"İyi ya, boş yurtta iyice dinlenirsin." Hüzün annesinin acımasız sözleri karşısında nefesini tutmuştu. Tek başına bilmediği bir yerde ne yapacağını düşünürken bir yandan da anne ve babasıyla kalmaktan daha iyi olabileceğine kanaat getirmişti. Başını sallayarak merdivenleri çıkarken ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Odasının kapısından içeriye girerek sırtını kapattığı kapıya dayayıp bir süre hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği odasına baktı. İçinde buruk bir his oluşmuştu. Artık kimsesi kalmamıştı. Yengesi ve amcası ölmüştü. Erem ise onu görmek dahi istemiyordu. İçine yerleşen yoksunluk hissi ile dolabına doğru giderek eşyalarını hazırlamaya başlamıştı. Kim bilir hangi okula gidecekti.

İNTİKAM "Tamamlandı"Where stories live. Discover now