10. Bölüm "Neden evlenmiyorsunuz?"

5.2K 613 56
                                    

Keyifli okumalar!,

****

Etrafındaki adamlara öfkeyle saldıran Ekrem Bey önüne gelene saydırmaya başlamıştı. Adamları onun burnundan hayali dumanlar çıktığını düşünmeye başlamıştı.

"Sizi beceriksizler. Size oğlanı altın tepside sundum siz onu yakalayamadınız. Nasıl bu kadar beceriksiz olabilirsiniz?"

"Ama Ekrem Bey, biz okulun her tarafına baktık. Çocuk orada değildi."

"Oradaydı! Kendim gireceği sınıfta olduğunu gözetmenlerce doğrulattım. Ama siz salaklar bir çocuğu yakalayamadınız. Üstelik hala yaralı olan birini!"

"Ama Ekrem Bey..."

"Kes sesini, çık git her deliğe bakın ve bana o çocuğu getirin." Adamlar kaçarcasına oradan uzaklaşırken Ekrem Bey burnundan soluyordu. Karısı bahçeden gelen bağrışların kesilmesi ile dışarıya çıkmıştı. Merakla kocasına yaklaşarak arkasında durdu.

"Ne oluyor Ekrem?"

"Seninle uğraşamam Gülşen."

"Sana bir soru sordum, neden bu kadar sinirlisin?" Ekrem Bey öfkeyle soluyarak karısına bakmıştı. "Sana karışma dedim, neden bir kere de sözümü dinlemiyorsun?" Kadın kocasının arkasından bakarken onun neden bu kadar sinirli olduğunu düşünmeye başladı. Yine bir oyunlar dönüyordu ve bu kez kocasının yanında olmak gibi bir niyeti yoktu. Kocasının peşinden eve girerken hizmetçi kıza Ekrem beyin nerede olduğunu sordu. Çalışma odasında olduğunu öğrendiğinde ise hınçla çalışma odasının kapısını açıp içeriye girdi.

"Bana anlatmak zorundasın. Bu kez neyin içinde olduğumu bilmek istiyorum."

"Seninle uğraşamayacağımı söyledim değil mi? Beni dinlemiyor musun?"

"Eğer şimdi ne olduğunu söylemezsen sonuçlarına katlanırsın Ekrem!" Adam karısının sözleriyle çılgına dönerek boğazına yapışıp onu duvara yaslamıştı. Kadın nefes almak için çabalarken Ekrem Bey sanki mümkünmüş gibi daha çok sıkıyordu.

"Üzerine vazife olmayan şeyleri merak ediyorsun Gülşen Hanım, bu gidişe bir son vermezsen senin için hiç iyi olmayacak." elini çektiği anda kadın öksürerek yere yığılmıştı. Bir eli boğazında nefes almaya çalışırken gözünden aşağıya sicim gibi yaşlar akmaya başlamıştı. Yıllardır kocasının bu yönünü görmemişti. Bedeni korkuyla titrerken ayağa kalkarak elinden geldiğince hızla odadan dışarıya atmıştı kendisini. Ayakta durmakta zorlanıyordu. Duvara tutunarak odasına kadar ilerledi. Yatağının üzerine oturarak boğazını ovalamaya başladı. Bir yandan ağlıyor bir yandan da korkusunu yenmeye çalışıyordu.

"Lanet olasıca, yine başladı!" kendi kendine söylenirken bir şeyler yapmak için düşünmeye başlamıştı.

***

İkili karargahın kapısından içeriye girdiğinde askerler komutanlarını görünce hemen hazır ola geçmişti. Orhan sinirli olduğu için askerleri görmüyordu bile. Son anda yeğenini o adamların elinden kurtarabilmişti. Öfkesi kendineydi. Erem'i istediği herhangi bir özel üniversiteye yerleştirebilecek gücü olmasına rağmen onu tehlikeye atarak adaletli bir kazanım olsun istemişti. Derin bir iç çekerken arkasından yürüyen yeğenine baktı. Erem düşünceliydi.

"Neden bu kadar dalgınsın?"

"Sence de o sınıftakilere haksızlık olmadı mı?"

"Bunu düşünecek zaman değil, adamların eli oldukça uzun anlaşılan. Ekrem Bey her yolu deneyecek. Bu şehirde kalamazsınız. Sizi güvenli bir yere götüreceğim." Erem amcasının sözleri karşısında gerilmişti. Onları götürecekse burada ki görevi ne olacaktı.

İNTİKAM "Tamamlandı"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin