"Benim adım bu değil." diyerek, şehzadenin huzuruna çıkmadan evvel ezberletilen kaideleri zihnimden uzaklaştırdım.
Kaideler umurumda bile değildi. Onun gözlerinin içine bakmıştım, masmavi okyanusu anımsatan korkutucu gözlerinin içine. Karşısında ka...
Yeni bölümü okurken satır arası yorumlarınızı, düşüncelerinizi bırakmayı unutmayın canlarım. Yorumlarınızı okumak beni hem motive, hem mutlu ediyor.
Ve bu güzel tasarım için @wizardestina 'ya teşekkürler 🖤
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
Farazi 4. Bölüm: Merhamet.
🦋
Ziyafetler sonlanmış, kutlamalar tamamlanmış, acı karanlığın kasveti berrak gökyüzünesavrulmuştu.
Kumru Kalfa ile birlikte, hazırlanmak için harem dairesindeki geniş, ferah odalardan birindeydik.
Giydiğimentarinin uzun etekleri, odanın gri mermerinisüpürüyorken sakince nefeslenmeye çalıştım. Ama, çabalarım boşunaydı. Sakinleşemiyordum. Kumru Kalfa'nınzarif parmakları entarininarkasındaki ipleri her bağlayışında, nefesimdüğümleniyormuş gibi hissediyordum. Korkunun dalgaları, boğazımda kalkan oluşturarak nefessiz bırakıyordu. Bacaklarım durmaksızın titriyordu, ne yapacağınıbilmemenin aciz çaresizliği etrafımıkuşatmıştı.
Çünkü hükümdarlığını ilan eden, imparatorluğunun efendisi olan Sultan Balamir Han Hazretleri tarafından bekleniyordum.
Odasına.
Geceyi onunla geçirmek için.
Tabir-i caizse... Ah, söyleyemeyeceğim.
Zümrüt yeşili gözlerimi, taş duvardaki aynaya çevirdim. Yüzüme, kristal taşlı mumluklardan yansıyan parıldamalar vuruyordu. Ve, mükemmel görünüyordum.Yaşadıklarım dışında, nasıl ışınlandığımıçözemediğim imparatorluk dışında peri masallarındakiprensesler gibiydim. Beyazkumaşlarlaişlenmiş entarinin eteği, altın rengindeki detaylarla süsleniyordu. Vücudumu sarmalayanelbisemin bel kısmında, kapkalın kemer vardı. Kemer üç yakut taşıyla, pırlantalarla çevrilmişti.