VIII

419 42 9
                                    

"yani ona çoktan aşık olduğumu söylüyorsun?"

duyduğu boğuk, pürüzlü ve fazlasıyla erkeksi ses ile bir dakikadır yazdığı şeyi yollamadığını fark etti.

bilinmeyen : kim olduğunu bilemem ama bana ona karşı hissettiklerini anlatırsan anlayabilirim.

"pekala. umarım fazlasıyla umutsuz vaka değilimdir." telefondan gelen hışırtıyla çocuğun derin bir nefes aldığını anlayabilmişti.

"çok sevdiği bir şeyden mahrum kalmak zorunda kaldı. ne kadar yaralı olduğunu tahmin edebiliyorum ama yardım edemiyorum. yanında olmak istiyorum, elini tutup sarılabilmek ve ona her şey geçecek diyebilmek istiyorum, gülümsemesini izlerken dalıp gitmek istiyorum.. " derken hışırtı sesiyle çocuğun yine nefes aldığını fark etti.

".. onu başkalarıyla görünce içimdeki sinir volkan gibi patlıyor ve birine zarar vermemek için kaçmak zorunda kalıyorum. hakkında her şeyi bilmek istiyorum, en sevdiği renk, en sevdiği hayvan.. hangi yemekleri sever hangilerine alerjisi vardır, diğer hobileri nelerdir.. acaba beni düşünüyor mudur?"

"bunların hepsini bilmek istiyorum ama bilemeyeceğim gerçeğini her hatırladığımda bedenime bir ağırlık çöküyor ve kendimi uykuya kaçarken buluyorum."

sesinin titrediğini fark etti, kendi gözleri de dolmaya başlamıştı, çok çabuk ağlıyordu.

telefonun hoparlör kısmını kapatarak konuştu.

"farkında değil belki ama bu kişi dünyanın en şanslısı.."

vazgeçip elini hoparlörden çekti ve ekranı açarak yazmaya başladı.

bilinmeyen : fazlasıyla umutsuz vakasın :')

"biliyorum." kıkırdadı. "naparsın? uzun zaman boyunca duygusuz olunca, böyle bir patlama olacağını biliyordum."

bilinmeyen : hiçkimseden etkilenmeyen aomine daiki, ilk defa aşık olunca duygu seline boğuluyor.

bilinmeyen : buna tanık olmak çok tuhaf.

"bunu bilen tek kişisin. "

bilinmeyen yazıyor..

bilinmeyen çevrimiçi..

"şaşırdın mı? momoi'ye bu yüzden anlatamam işte."

bilinmeyen : kendimi özel biri gibi hissettim.

"hâlâ sana ayar oluyorum gerçi."

telefonun hoparlör kısmını kapatmayı unutarak kahkaha attı. hatırladığı an yüzü kireç gibi bembeyaz gibi oldu ve korkuyla telefonu yüzüne kapattı.

aominedaiki : galiba kafayı yiyorum.

aominedaiki : gülüşün bana onu hatırlattı.

aominedaiki : saf mutluluk dolu bir gülüşün var.
(iletildi 18.07)

bedeni titremeyi bıraktığında bildirim seslerine tıkanmıştı kulağı, aslında bütün seslere tıkanmıştı.

yere düşmüş olan telefonuna baktı.

anlayacaktı az daha. anlamamalıydı. onu bu şekilde tanıyabilecekken bu şansını aptalca hareketleri yüzünden çöpe atamazdı.

bir an beyni durdu.

dediği doğruydu esmer çocuğun.

öğrense ne olur ki? neden öğrenmesinden bu kadar korkuyordu?

"aaahh.." kafasını havaya kaldırdı ve koltuğa uzandı.sağ elinin tersini yüzünün üzerine koyarken nefeslerini yatıştırabilmişti.

"sana söylediklerimi kendim de beynime kazıyabilsem çok iyi olacak."

let me heal you  ✿  aokise ✓Where stories live. Discover now