XI

429 43 12
                                    

"kise-kun gelmiyor mu?" masaya bakmıştı ama sorunun momoi'ye yönelik olduğu açıktı. kise ile konuşmuş olan pembe saçlı kızdı zaten.

"kesin bir şey söylemedi." akashi, başını murasakibara'nın omzundan kaldırıp kapıya bakmaya başladı.

"ohasa'ya göre ikizler bugünün en şansız burcu. umarım bir sorun çıkmamıştır." aomine, yeşil saçlının dediğiyle göz devirdi.

"yıldızlarla ne alakası var bunun?" diye homurdandı. momoi, kise'nin gelmesini çok istediği hâlde umurunda değilmiş gibi davranan çocukluk arkadaşına baktı. bu numaralar momoi'ye sökmezdi.

"astroloji veya zodyak dediğini varsayıyorum." aomine, sertçe midorima'ya baktı. murasakibara, kafasını kaldırmış olan akashi'nin başına elini koyup geri yatırdı. momoi, onlara bakıp gülerken kuroko tebessüm etti.

murasakibara'nın ve akashi'nin çıktığını öğrendiğinde şaşırmadığını söyleyemezdi, fazlasıyla şaşırmıştı.

"bunu gelince kise'ye vereyim." derken elindeki minyatür porselen oyuncağı masaya bıraktı.

"şanslı eşya mı?" dedi akashi.

"onun için evet." murasakibara her zaman yanında bulundurduğu maibosunu ağzına tıktı.

aomine cebinden telefonunu çıkartıp karıştırmaya başladı. üzerindeki kapüşonlusunun kollarını biraz sıvadı ve oyuna devam etti. momoi ona ters bir bakış attı, kafasını kaldırıp kıza baktı.

"ne?"

"telefonla oynayacağına muhabbete katılsana dai-chan." azarlanmasıyla sinirleri bozuldu ve telefonu masaya bırakırken masadaki herkese teker teker baktı.

"evet, mükemmel bir muhabbet var." momoi yanaklarını şişirip kaşlarını çattığı sırada kuroko'ya baktı.

aomine geliş amacınının burada olmaması yüzünden fazlasıyla sıkılmıştı. diğer mucizevi nesil üyeleri bir konu açıp muhabbete başladıklarında katılmadı. hatta ayaklandı.

"bir sorun mu var daiki?" kızıl olana baktı.

"geleceğim şimdi. sorun yok." akashi kafa salladı ve muhabbete döndü.

esmer olan kapıya doğru gidip maji burgerden çıktı ve sokakta yürümeye başladı.

"beni rahat bırak!" oldukça tanıdık aynı zamanda oldukça yabancı, kızsı ama erkek olduğunu anlayabileceğiniz kalınlıktaki sesi işitti.

kise?

sağ tarafındaki sokağa baktı.

sarı saçları düz olmasına rağmen fazlasıyla dağınık olduğu için dalgalı gibi görünüyordu. kendisinden biraz kısaydı ama oldukça zayıftı. yüzünü göremiyordu ama bedeninin fazlasıyla güçsüzleştiğini sadece bakarak anlayabilirdi. bileği tutulmuştu ve bağırıyordu.

senin burda ne işin var piç?

kise'nin karşısındaki örgülü çocuğu gayet iyi biliyordu, bilmek istememesine rağmen.

"aah, daiki? sen de mi burdasın?" kise, duyduğuyla korktu ve bileğini sertçe çekip kurtardığı, daha doğrusu haizaki onun gitmesine izin verdiğinde sarışın olan arkasını döndü.

yine çok güzelsin sarışın..

üzerinde uzun, dizlerine kadar gelen siyah bir hırka vardı, üzerinde yazılar olan mor bir tişört, koyu gri bir pantolon.

"ne işin var lan senin?" sinirlenmiş sesi duyduğunda ikisinin arasında olduğu için endişelenmişti sarışın.

"çok sevdiğim birine selam veriyordum." haizaki'nin dalga geçer ses tonunu duyunca iyice rahatsız oldu sarışın ve aradan çıkıp kaçacakken kolundan tutulmasıyla geriye doğru sendeledi. oldukça kalıplı ve sert bir vücuda çarptığınu hissettiğinde utandı.

"koruyucu meleklik pek sana göre değik daiki." o an esmer, tıpkı geçen sene yaptığı gibi ağzının ortasına bir tane geçirmek istedi haizaki'nin.

kise'nin kulağına fısıldadı.

"diğerlerinin yanına git." kise, onları yalnız bırakırsa birbirlerini parçalayacaklarının gayet farkındaydı ama, haizaki'yi gördükçe aklına gelen görüntüler yüzünden berbat hissediyordu. hiçbir şey demedi ve esmer onu gitmesi için bırakırken koşar adımlarla maji burger'e ilerledi.

"şimdii..." esmer olan, yumruğunu sıkıp ellerini kütletti. haizaki bu hareketine sırıttı.

"senin hiçbir şeyden haberin yok değil mi?" sözü bittiğinde kahkaha atmaya başladı.

aomine sinirlerinin iyice gerildiğini fark etti.

"ne saçmalıyorsun lan?" üzerine yürüdü örgülünün.

"ama o yüz ifadesi mükemmeldi." konunun sarışına döndüğünü fark ettiğinde kendini tutmadı, örgülünün ağzının ortasına yumruğunu geçirdi.

örgülü yere düştü, elini ağzına götürdü ve dudağının kenarından damlayan kanı sildi. sırıtmaya devam etti.

"ne kadar yumuşak olduğunu tahmin bile edemezsin." aomine kalkmaya çalışan çocuğun karnına tekme atıp tekrardan yere düşürdü, üzerine çıkıp yakasına yapıştı.

"senin hayatını sikerim! ne yaptın?!" esmerin gözü dönmüş, deli gibi bağırırken bir yumruk daha savurdu.

"bir kızdan hiçbir farkı yoktu gerçi çığlıkları daha baştan çık-" bir tane daha geçirdiğinde altındakinin boğazını sıkmaya başladı.

"hayallerini bile sikerim haizaki! fantezilerini bana anlatma!"

örgülü olan kahkaha atmaya çalıştı, dudağı acıyınca yüzünü buruşturdu.

"ne hayallerinden bahsediyorsun daiki? ben gerçekleri söylüyorum."

daha sonra aomine, örgülü olan çocuğu hastanelik ederken murasakibara tarafından geri çekilip haizaki'in üzerinden kalkmak zorunda kaldı.

benim sarışınıma ne yaptın orospu çocuğu?!
















let me heal you  ✿  aokise ✓Kde žijí příběhy. Začni objevovat