Aşk Sınavı

57 3 1
                                    

Ve işte o büyük gün gelip çatmıştı. Herkes erkenden kalkmış, giriş belgelerini hazırlamış heyecanla sınav yerine doğru yola koyulmuştu. Arabada giderken Ada'nın telefonuna bir mesaj geldi: "Merhaba Ada. Sana söylemem gereken çok önemli bir şey var. Kerem o gece telefonunu almaya eve geldiğinde aramızda bazı şeyler geçti. Yakınlaştık. Öpüştük. Bunu bilmen gerek. Kerem bana kimseye söylemedi demişti, özellikle sana. Ben yapamadım. Yarın sabah Amerika'ya uçuyorum. Gitmeden bunu sana söylemek istedim." Mesaj Gözde'dendi. Ada telefonu elinden düşürdü, gözleri karardı. Nefes alamıyordu. Babası arabayı durdup hemen Ada'yı dışarı çıkardı. Biraz durduktan sonra Ada kendine geldi. Annesi ve babası Ada'ya sakin olmasını gerektiğini, en önemli şeyin onun sağlığı olduğunu söylediler. Ada'nın yaşadığı bu krizi sınav stresine bağlamışlardı. Ada sınıfa girdi, oturdu. Uyuşmuş gibiydi. Hiçbir şey hissetmiyordu. Az sonra sınava gireceğinin farkında bile değildi. Kafasından geçen şeyler bambaşkaydı: mesajdaki satırlar, Kerem'in tedirgin tavırları... Sınav kağıtları dağıtıldı. Görevliler sınavın başladığını duyurdu. Ada öylece kağıda bakıyordu. Aradan biraz zaman geçtikten sonra bir görevli yanına geldi: "Kızım sınavı çözmeyecek misin?" Ada bir anda silkindi. Sınavın başladığını daha yeni anlamıştı. Hemen kitapçığa yöneldi ve "Çözeceğim." dedi. Kapağı açtı ve soruları okumaya başladı. Okudukları onun için hiçbir şey ifade etmiyordu. Beyni durmuştu sanki. Hiçbir şey anlamıyordu. Elleri terlemeye başladı. Nefesi daralıyordu. Yüzünün kızardığını hissedebiliyordu. Görevli yanına tekrar geldi: "Kızım iyi misin?" Ada kafasıyla evet işareti yaptı fakat hiç iyi değildi. Kendini zorlayarak bir iki soru anca çözebilmişti. Saate baktı. Sadece 1 saati kalmıştı! Ada'nın kalbi daha da hızlı atmaya başladı. Birkaç soru daha çözmek için kendini zorluyordu. Ardından görevliden uyarı geldi: "Son yarım saat!" Ada ne yapacağını bilemiyordu. Telaşla sayfaları çevirmeye başladı. Çözmesi gereken daha çok soru vardı. Ada nefes almakta iyice zorlanmaya başlamıştı. Su içmeyi denedi. Elleri o kadar çok titriyordu ki şişeyi ağzına götürmeyi denerken su her yere dökülmüştü. Ada'nın gözleri kararmaya başlıyordu ve kendini bir anda yerde buldu. Gözlerini açtığında başında annesi, babası ve bir doktor vardı. Annesi hemen bağırdı: "Gözünü açtı!" Babası Ada'nın elini tuttu: "Geçti kızım. İyisin." Ada neler olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Aklına hemen sınav geldi: "Sınavım?! Baba sınavıma ne oldu?" Babası yere doğru eğdi başını. Annesi gözlerini kaçırdı. Ada bağırmaya başladı: "Baba sınavım sayılmayacak mı?!" Babası sakince: "Adacım sınavın bitimine 15 dakika kala bayıldın. Apar topar seni hastaneye getirdik. Sınavın maalesef geçersiz." dedi. Ada yıkılmıştı. Kendisini boşlukta hissediyordu. Yüzündeki hayal kırıklığı tarif bile edilemezdi. Annesi Ada'ya sarılarak: "Canım kızım. Şimdi iyisin ya önemli olan o. Başka şeyleri düşünme artık." dedi. Ada öyle içten ağlıyordu ki gören herkes kahrolmuştu. Ada kendini kaybetmiş ağlarken hastane odasına koşarak Kerem girdi: "Ada!" Ada asıl acıyı işte o zaman hissetmişti. Kerem'e "Git buradan!" diye bağırırken içindeki öfkeyi kusmak istemişti adeta. Kerem ne olduğunu soramadan Ada bağırmaya devam etti: "Git diyorum sana defol!" Kerem düşündüğü şeyin yaşanmış olmaması için dua ediyordu.

Sonun BaşlangıcıWhere stories live. Discover now