Hoşçakal

40 3 3
                                    

Ali ve Mert ilişkilerindeki çalkantıyı geride bırakmak için haftasonu Büyük Ada'ya gitmeye karar verdiler. Bu günübirlik kaçamağın onlara iyi geleceğini düşündüler. Daha vapurda başlayan romantizim, tüm günü saracak gibi duruyordu. El ele yollarda yürüyüp faytona bindiler, dondurma yiyip bisiklete bindiler. Her şey çok keyifliydi. Ruhlarının dinlendiğini hissettiler. Aşkları tazelenmişti adeta. Gün sonunda el ele iskeleye yürürlerken Ali birden elini çekti. Son derece gergin ve telaşlı bir ruh haline büründü bir anda. Mert: "Ne oldu?" diye sordu. Ali durdu. Yüzünü eliyle gizlemeye çalışarak arkaya bakmaya başladı. Mert olanlara bir anlam veremiyordu: "Ali şaşırdın mı sen ne yapıyorsun?!" Ali sessizce: "Of sus. Ali diye bağırma!" dedi. Bir süre sonra Ali normale döndü: "Oh tamam! Gidebiliriz." Mert şaşkınlıkla Ali'ye bakarak: "Ne yaptın sen şimdi? Anlatacak mısın?" diye sordu. Ali biraz çekinerek: "Şey. Bizim bölümden bir iki çocuğu gördüm de." Mert durdu: "Nasıl yani?! Onlar bizi görmesin diye miydi onca şey?" Ali cevap vermeden yere baktı. "Çok iyi ya! Sen benden utanıyorsun!" Ali çıkıştı: "Yahu ne alakası var?!" "Basbaya utandın bizden işte Ali! Bizi görmesinler diye kırk takla attın!" Ali artık dayanamadı: "Bana utanmaktan bahsedemezsin sen tamam mı?! Madem bu ilişkiden hiç utanmıyorsun neden Tuğçe'nin karşısında elimi tutup oturmuyorsun? Neden iki kankaymışız gibi davranıyorsun?!" Mert cevap veremedi, sustu sadece. Ali ağlayarak: "Anlaşılan aşk dolu cesur cümleler sadece yalnızken kuruluyor. İkimizin de bu aşkı başkalarına ilan etmeye gücü yok. Hoşçakal." dedi ve koşarak kalkan vampura son anda yetişti. Mert Ali'nin arkasından öylece bakakaldı. Ne ağlayabildi ne de peşinden gidebildi. Sadece durdu. Ali öyle bir yerde bırakmıştı ki onu, söyleyebilecek tek bir cümlesi bile yoktu.

Sonun BaşlangıcıKde žijí příběhy. Začni objevovat