Aşkın Önündeki Engeller

48 3 4
                                    

Tercih dönemi başlamıştı. Herkes üniversiteleri gezip bölümleri araştırıyordu. Bu yoğun süreçte herkes stresli ve heyecanlıydı. Mert ve Ali bu zaman dilimini beraber geçirip fikir alışverişinde bulunuyorlardı. Ali'nin annesi Fatma Hanım bir markette kasiyer olarak işe girmişti. Ali ve kendisine küçük bir ev tutmuştu, artık mutlu ve huzurluydular. Mert ve annesinin onları evlerinde misafir ettiği süreçte Nermin ve Fatma Hanım çok yakın arkadaş olmuşlardı. Dolayısıyla arkadaşlıkları, Fatma Hanım kendi evini tuttuktan sonra da devam ediyordu. Mert ve Ali'nin arasındaki çekim ise henüz gizliydi. Aralarındaki ilişkiyi sadece yalnız olduklarında yaşayabiliyorlardı.
Mert: Özledim... (23.20)
Ali: Ben de... (23.25)
Mert: Artık elini özgürce tutup gezmek istiyorum :( (23.27)
Ali: Biraz zamana ihtiyacımız var Mert (23.30)
Mert: Biliyorum ama bu hem yorucu hem kırıcı (23.32)
Ali: Farkındayım... (23.35)
Mert: Seni seviyorum (23.38)
Ali: Seni seviyorum (23.40)
Kerem tek tercih olarak İTÜ ekonomi yazmaya kararlıydı. Başka bir yere gitmek istemiyordu. Yeşim ise Galatasaray hukuk yazmak istiyordu. Banu ve Furkan aynı okula gitmek istedikleri için tercih listesi oluşturmakta oldukça zorlanıyorlardı. Hatta Furkan'ın çözüm önerisi yüzünden gerilmişlerdi. Furkan Banu'ya: "Aşkım gel senin üniversite masraflarını biz karşılayalım. Aynı okula gidelim işte. Baban durumu düzelince bize öder. Bunu bir borç gibi düşün." demişti. Banu ise: "Ne münasebet! O okula başkasının parasıyla gitmem ben. Ne sizi ne de ailemi böyle bir yükün altına asla sokmam Furkan. Bu konuyu bir daha açma lütfen." diyerek çıkışmıştı. Banu'nun girebileceği devlet okullarına Furkan'ın gitmesini de ailesi istemiyordu. Furkan için belirledikleri gelecek için çok yetersiz üniversitelerdi bunlar. Ortak bir çözüm bulmak gerçekten zorluyordu onları. Furkan bir akşam uzun uzun düşündü ve kararını verdi.
Furkan: Banu (22.45)
Banu: Efendim? (22.51)
Furkan: Ben durumumuzla ilgili çok düşündüm ve bir karar verdim. (22.53)
Banu: Nedir kararın? (22.55)
Furkan: Bunu sana yüz yüze söylemem daha uygun olur. (22.56)
Banu: Beni endişelendiriyorsun? (22.58)
Furkan: Banu yarın akşam sana bir konum atıcam. Oraya gel. (23.00)
Banu iyice endişelenmeye başlamıştı ve Furkan'ı aradı: "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor..." Banu telefonu yatağına fırlattı. "Ne yapmaya çalışıyor bu çocuk?!" diye söylendi kendi kendine. O sırada odasının kapısı çalındı: "Merhaba tatlım, girebilir miyim?" Gelen Banu'nun babası Cihan Bey'di. "Gelebilirsin baba." dedi Banu. Cihan Bey odadaki berjeri yatağa yaklaştırıp Banu'ya doğru çevirdi ve oturdu. "Kızım. Hayatının en önemli kararlarından birini vermek üzeresin. Bu dönemde sana sonsuz imkanlar sunmayı o kadar isterdim ki. Hayatım boyunca bunun için çalıştım zaten. Hayat işte... Bazı şeyler ters gitti ve bu duruma geldik. Sana şunu söylemek istiyorum, istemediğin hiçbir karar verme. İçine sinmeyen hiçbir şeyi yapma. Ben senin hep yanında olacağım." Banu gözleri dolu bir şekilde babasına sarıldı: "Biliyorum babacığım. Seni seviyorum." Cihan Bey gülümsedi: "Ben de seni minik prensesim."

Sonun BaşlangıcıWhere stories live. Discover now