26. Gece

23 10 2
                                    

1 HAFTA SONRA :

Uykumu daha alamadığımdan dolayı halsizce kantinde oturuyordum. Etrafda okulun öğrencileri vardı ve hepsi de cıvıl cıvıldı. Ya arkadaş gerçekten inanamıyorum ya, sabah sabah nasıl böyle oluyorlar ya? Nasıl uykusuz oluyorlar? Hiç mi uykulatı gelmiyor? O zaman neden benim bu kadar uykum var ki. En iyisi bir meyve suyu alayım şurdan. Oturduğum yerden kalkıp kantinci Hasan amcanın yanına gittim.

"Günaydın Hasan amca bana bir meyve suyu verir misin?"

"- Tabi Gece kızım hemen"

Gülümseyerek Hasan amcayı bekledim. Meyve suyumu aldıktan sonra parayı ödeyip demin oturduğum yere geri döndüm.

Meyve suyumu içtiğim yerde telefonum çaldı Doğa arıyordu

"Efendim Doğa?"

"- Gece günaydın"

"Sanada"

"- Sen iyimisin? Sesin bir garip geliyor"

"İyiyim ya sadece uykumu tam alamadım ondan"

"- Ha anladım, okuldamısın?"

"Evet, sen nerdesin?"

"- Sorma ya evdeyim, sıkılıyorum. Ee ne var ne yok okulda? Bizimkiler yanında mı?"

"Hayır yalnızım, Güneşden haberim yok, Ateşden desen hiç yok. Su demin okuldaydı ama şimdi nerde bilmiyorum"

"- Anladım canım"

Doğa ile konuşmaya devam ederken ileride bir kızla bir erkeğin tartıştığını gördüm. Bahçedeydiler kız ağlayarak çocuğa bağırıyordu. Çocuksa gülerek eğleniyordu. Sanırım bir sorun vardı

"Doğa canım ben seni sonra ararım tamam mı?"

"- Bir şey mi oldu?"

"Birinin yardıma ihtiyacı var sadece"

"- Off Gece lütfen başını belaya sokma"

"Merak etme bir şey olmaz bana. Hadi kapatıyorum"

"- Tamam dikkat et kendine"

Doğa ile konuşmayı sonlandırdıktan sonra telefonu cebime koyarak bahçeye çıktım. Şu an herkes onları izliyordu film izler gibi. Çocuk resmen kızla dalga geçib eğleniyordu, ama kız göz yaşı içinde ağlıyordu. Kız onun yakasından tutup sarsmaya başlayınca çocuk kızın kolunu tuttu ve elini kaldırıp ona tokat atacağı sırada olaya el attım.

Çocuğun elini havada yakaladım sonra tabi tüm bakışlar bana döndü.

"Yavaş ol koçum, bir kıza el kaldırmak yakışıyor mu hiç sana?"

"- Sen kimsin ya?!"

Zaten konuşmasından belliydi düzgün biri olmadığı. Bakışlarımı kıza çevirdim şaşkınlıkla bakıyordu

"Ne yaptı sana?"

"- Şeey...been"

Tam bu sırada çocuk konuşmasına engel oldu

"- Sana ne kızım? Ne karışıyorsun? Gitsene işine!"

Hızla kafamı çocuğa çevirdim

"Kes sesini! Ben onunla konuşuyorum şuan, ama merak etme sıra sana da gelecek ve emin ol hiç haz etmeyeceksin! Şimdi kapa o çeneni!"

Tekrar bakışlarımı kıza çevirdim

"Merak etme artık sana bir şey yapamaz. Şimdi anlat sana ne yaptı? Ne yaptığını öğrenelim ki, ona göre faturasını keselim ama değil mi?"

Kız çekinerek ve göz yaşlarını akıtarak konuşmaya başladı.

"- Benden onun eğlencesi olmamı istedi, kabul etmeyince tehtit etti ilk başta umursamadım. Ama sonra dediğini yaptı beni, beni çalıştığım yerde rezil etti."

Kaşlarımı kaldırdım

"Nasıl rezil etti?"

"- Gerçekten benim bir suçum yok montajla mı yapmış bilmiyorum nasıl yapmışsa benim, benim çıplak fotoğraflarımı çalıştığım ofisin duvarlarına yapıştırmış. Herkese rezil oldum. Düşüne biliyor musun kimsenin yüzüne bakamıyorum"

Konuştuktan sonra hıçkırarak ağlamaya başladı.

Ulan ben şimdi seni gebertmez miyim lan?!

Bakışlarımı çocuğa çevirdim umursamayarak etrafı süzüyordu.

Tam o sırada bir kafa attım geri geri adımlarken bir anda elini yumruk yapıp bana geldiğinde cebimden ufak çakıyı bir anda çıkarıp onun yumruğuna tiz bir şekilde tuttum. Ve muhteşem son parmağı kesildi. Parmağını tutarak yere diz çökmeye başlayınca bende yavaşca yanına gittim.

"Acıdı mı? Acısın..! Neden biliyor musun? Çünkü sende birinin canını acıttın. Bıçağım kanını onun yüzünde temizledim

"Umarım akıllanmışsındır. Bir daha bu kıza, ve ya başka bir kızın canını acıttığını duyarsam değil parmağını kesmek, bu günü mumla ararsın!"


4 GİRL 1 BOY  #Wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin