01

54 12 0
                                    

"Prenses! Lütfen yavaş olun."


"Hadi ama Hinata sen de biraz eğlenceli ol! Eğlence düşmanı hıh! Hem ben bana prenses dememeni söylemedim mi benim bir adım var ve sen de benim arkadaşım olduğuna göre adımı söylemen gerekir. Prenses olduğumu vurgulaman değil!"


"Peki peki. Yine de merdivenlerden bu şekilde inmeniz güvenli değil Sakura san"


"Tamam." Dedi ve aşağıya yavaş bir şekilde indi.

 
"Hinata kiraz ağaçlarına gidelim."

 
"Peki, ama oraya bu kadar çok gitmemeliyiz. Biliyorsunuz diğer krallıkla bağlantılı bir yer orası. "


"Biliyorum, biliyorum. Sadece orası benim için çok özel bir yer." Dedi ve Hinata'nın elini tutup çekiştirmeye başladı. Sonra atların yanına gidip gizlenmek için üzerilerine pelerin geçirdiler daha sonra ise atlarına binip yola koyuldular.

"Sakura san"


"Efendim Hinata"

"Korumasız gitmek güvenli mi?"

"Korumaya gerek yok. Koskoca kızlarız bir kaç koruma olmadan gezemeyecek miyiz?"

"Umm, peki."

   Çok geçmeden ağaçların arasına girmişlerdi bile. Prenses yanından kısa süreliğine ayrılan Hinata'nın yanından uzaklaşmasını fırsat bilerek taktığı pelerinin kapüşonunu başına geçirdi ve ağaçların arkasında olan Uchiha krallığına ait ormana girdi. Uchiha krallığını öncekinden daha fazla yakındı ve daha çok görmek istiyordu... ancak buna izni yoktu. Ormandan çıkacaktı ki karşısındaki ağaca çakılan ok ile olduğu yere çivi gibi çakılmıştı. Yavaşça arkasını döndü ve siyahın en koyu tonlarıyla karşı karşıya geldi. Kızgın bir şekilde bakıyordu siyah gözler. Sanki alev varmış gibi. Sakura olduğu yerde sanki hipnoz edilmiş gibi dona kalmıştı. Titriyordu korkudan. Sakinleşmeye çalıştı. Denedi ve başardı ancak bir yere kadar. Siyah gözlere sahip olan esmer tenli genç, genç kızın üzerine doğru geliyordu. Sanki öfke vardı yüzünde.

"Kimsin sen?"


Bir şey söylemedi ve sadece baktı.

"Dilsiz misin oğlum konuşsana! "
Konuşmayınca ittirdi genç kızı o ise yere düştü. Canı acıdığı için ağzından küçük bir çığlık kaçtı. Aynı zamanda pelerinin kapüşonu da açılmıştı... ve kızın pembe renkli saçları ortaya çıkıvermişti.

"A-ama S-sen bir kızsın!.."


Yanına gitti ve kızı yerden kaldırdı. Gözleri hâlâ kızın uzun olan saçlarını incelemekteydi.

 
"Kimsin sen?"

"B-ben.. benim burada olmamam gerek!" 

Dedi ve koşarak prensin yanından uzaklaştı. Prens ise onun peşinden koşmaya başladı ancak görebildiği tek şey ağaçlardı.

...

"Sakura sann?"

"Sakura san nerdesiniz?"

"Prensess?"

Nefes nefeseydi. Nefesini toparladı ve seslendi Hinata'ya.

"Hinata buradayım bağırma!"

"İyi misiniz?"

"Ah evet iyiyim teşekkür ederim "

"Nefes nefesesin."

"Uhmm önemli bir şey değil."
Dedi ve saraya geri döndüler.

We Must Not Fall Love!!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin