thirteen

146 15 1
                                    


Sabah uyandığımda diğer günlerin aksine daha mutluydum.

Her an üzülebileceğimi bilsem de,

Onun bana arkadaş olmak dışında benimle ilgilenmediğini bilsem de,

Sevgi bu.

Evet aşk değil,sevgi.

Çünkü aşkın sonunda her zaman bir üzülen olur,

Aşkta her zaman karşılık olmaz,

Aşk göründüğü kadar masum bir duygu değildir.

Aşk bir çok konuda bahane aracıdır.

Kimin size gerçekten aşık olduğunu gözünüz aşktan kör olduğu için fark edemezsiniz,

Ya da karşınızdaki önünüzü karartmıştır?

Boşluğa düştüğünüzde ise beklemediğinizden daha çok üzülür ve çöküntüye uğrarsınız.

Ama sevgi öyle mi?

Eğer birini seviyorsan bunu gözlerinden,konuşmasından anlayabilirsin,

Kalp ritmi bile değişir insanın sevince.

Bir insanı sevdiğinizde ayırt edebilirsiniz,

Çünkü sevgi safdır,

Eğer bu duygu sevgiyse önünde sisler vardır,

Ötesini zorda olsa ayırt edebilirsiniz.

Ama bu duygu aşksa,

Ve eğer sizin aşkınız gerçekse;

Çoktan kapamıştır kara bulutlar önünüzü.

Aşka inanmayın,

Çünkü kalbiniz bir kere çarpınca aşk der,küçümser herkes.

Ama aşk çok kuvvetlidir,

Aşk küçümsenerek bu kadar kolay bir hale geldi.

Ama sevgi her zaman sadece hak edilene verilmeye çalışıldı.

Sevgisi saf,gerçek olmayanlarda var.

Evet,bu doğru.

Ama bu gerçek olmayan sevgi,

Gerçek olmayan bir aşk kadar etkili olmaz hayatınızda.

Uyanıp yeni rutinimi uygulamaya başladım.

Önce okul kıyafetlerimi giyindim.

Daha sonra biraz pudra ve hafif bir nemlendirici.

Saçlarım saten dalgalı olduğu için su dürüp kabarıklığını indirmem yeterli.

Çantamı kapının önüne bırakıp zamanın geçmesini beklerken atıştırmalık olarak bir muz yedim.

Her sabah muz yemeye devam edersem kabız olacağım,sanırım.

Okuldan dönüşte bir kahvaltı gevreği almalıyım.

Aynı zamanda evin ihtiyaçlarını almalıyım.

Hatırlıyorsunuz.

Annem ile yaşıyordum.

Ama annem,anneannemin artık yaşlandığını ve ona verdiği sözü tutup ona bakması gerektiğini söylemişti.

Bana her ayda bir kere kontrole gelip o sırada da harçlığımı getireceğini söylemişti.

Artık büyüdüğümü ve tek yaşayabileceğimi söylemişti.

Tabii ki annemi özlüyordum,

Ama anneannemin de buna ihtiyacı vardı.

Hepimizi düşünerek annemi onaylamıştım.

Saatin geldiğini farkedip ayakkabılarımı giyindim ve çantamı sırtıma taktım.

Çantamın iki kulpundan tutmuş ağır adımlarla okula ilerliyordum.

Arkamdan birinin omzuma dokunması ile irkilip arkamı döndüm.

Bu ses Hoseok'un sesiydi.

-Merhaba Cho Hee.Yolda geçerken seni gördük Jimin'le,seni tek görünce sende bizimle gelmek ister misin,diye soralım dedik.Okula kadar bize eşlik etmek ister misin?Hem bizim konuşacak konumuzda kalmadı sıkılırız.

dedi ve hafif kıkırdadı.

(...)





Enjoy↬Park JiminWhere stories live. Discover now