twenty-four

131 9 0
                                    


Şu an hiç olmadığım kadar sinirli ve önüme gelen herkese saldırabilecek potansiyele sahip bir psikopat gibi hissediyorum kendimi.

Oturmuş çikolatalı sütümün kamışına eziyet ederken yanımdaki Yugyeom bana döndü ve konuştu;

-Hey başkan nedir bu sinir,seni daha önce böyle görmemiştim ne oldu?

Kaşlarımla önümdeki kızı kaşlarımı kaldırarak işaret ettim ve eziyetime geri döndüm.

-Aslında güzel kızmı-

-SUS

-Ama sen daha güzelsin diyecektim güzelim.

-SUS

-Tamam da nede-

-SUS

-Neden?

-DUYAMIYORUM SUS!

Tanrı'm yine bağırdım.

Tam bir rezillik.

Hızlıca kafamı Yugyeom'un fermuarı çekili polarının içine soktum;

-Pşşt kimse bakmıyor dimi.

-Hm yok yok kim bir çocuğun polarının içine kafasını daldıran ve alttan ağzına çikolatalı süt tutan bir kıza baksın ki?

-Hass-

-Şşt ayıp,sen ağzını bozmuşsun sanki biraz he?

-Bilmem.

Bu kadar sinirli olmamın sebebi ona göz kırpan Ji Eun'a gülerek karşılık verip önüne dönen ve tenefüste Ji Eun'un "1 dakika konuşabilir miyiz,lütfen." diyen teklifini kabul eden Jimin'e idi tabiiki.

YA NASIL YA NASIL KABUL EDER BİR KERE DAHA KIZI TANIMIYOR BELKİ TACİZ EDECEK,BELKİ KATİL?

Tamam okulun önünde biraz saçma olur ama neyse yapan her yerde yapar.

Önümüzde bir sandalye çekip oturulması ile kim olduğunu görmek için poların içinde hafif kıpraşıp yukarıdan kim olduğuna bakmaya çalıştım.

Gördüğüm kişi Jimin'di.

Polardan çıkmaya çalışırken eziyet çektirerek keskinleştirdiğim pipetin ucu Yugyeom'un kolunu çizdi ve benim de yere düşmeme neden oldu.

Sandalyenin kayması ve benim dengesizliğim yüzünden yüz üstü yere çakılan ben bacağımın ağrısından kalkamıyor ve ne olduğunu anlamaya çalışırken birden ağır ağır kapanan gözlerime meydan okuyup bir şeyler söylemeye başlıyorum;

"Park Jimin hemen oradan uzaklaş!"

ve daha sonra gözlerimin kapanmasına izin veriyorum.

(...)

Enjoy↬Park JiminTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon