Bölüm 23

31.2K 1K 228
                                    

Ne çok isterdik mutlu olmayı!

Bügüne kadar hep yanlış yapmıştı belki başına buyruk davranmış sırf ağa olduğu için kimseyi dinlememişti ancak bu günden Sonra attığı her adamı yapacağı en ufak şeyi bir kere değilde on kere düşünecekti madem ağalıktan vazgeç demişlerdi bununda imkansız olduğunu biliyorlardı mervani aşireti aşiret arasında ikinci büyük aşiretti öyle kolay kolay kimse kalkıpta berzan ağaya ağalıktan vazgeç diyemezdi madem öyle hayatını bir şekilde yoluna koyacak iki kadınsa ikisine eşit davranacak İkisine aynı saygıyı gösterecekti ağalar gittikten Sonra berzan renginle olan odasına çıkmış düşünmeye başlamıştı ne yapıp edip o Kadını geri getirecek bu dedikodulara son verecekti...

Dün gece Berzan ağa odasında çıkmamış saatlerce düşünmüştü ne yemeğe inmiş neden kuma karısının odasına gitmişti sabahın ilk ışıkları yüzüne vururken yavaşça aralamıştı ela gözlerini yâtakta bir oraya bir bu yana dönmüştü eline bir geçemediğini anlayınca yerinden kalkıp banyoya ilerledi elini yüzünü yıkayıp odaya tekrar dönünce beyaz gömlek siyah takım elbisesini giydikten Sonra aynanın karşısına geçip saçlarını düzeltip aşağıya indi bugün onun için başka olacaktı avluya geçtiğinde bütün aile bireyleri masada yerini almıştı..

"Roj baş "diyerek sandalyesine oturdu...

"Rojbaş kuremın(günaydın oğlum )" diyen Zozan xanım içten bir gülümseme yollamıştı oğluna Bir anne olarak endişeleniyordu elinden bir şey gelmiyordu ama oğlu en başta hata yapmıştı ilk karısının üzerine kuma getirmişti gururunu hiç düşünmeden o kadının nasıl paramparça olacağını düşünmeden getirmişti bir insan neden pişman olacağı hatalar yapar ki?

"Yenge mi getirecekmisin? " Sorulan soruyla Berzan ağa daldığı düşüncelerden kurtulup cevap bekleyen kardeşine baktı ilk günden beri rengini nasıl sevdiğini biliyordu mizginde yengesiydi ancak rengini başka seviyordu..

"Getirecem! "Sesindeki tınısı her zaman ki gibi sertti o anda bütün gözler berzana çevrilmişti..

"Gelecek mi "? dedi güldü ardında devam etti. "Neden bu kadar emin konuşuyorsun gel diyebilecekmisin?" Tek kaşı havada cevap Bekledi.

"Gelecek Bora'n onun evi burası üzerine vazife olmayan işlerede karışma ! " sert sesi masadakileri iyice germişti..

"Haklısın karışmayayım sen o kadını yerin dibine sok anlına silah daya Sonra Bora'n karışmasın sen yenge mi hak etmiyorsun! Hakkettiğin kadın yanında zaten onun için yengemi bu duruma getirmedin mi ? Ha ağabey! "boranın kızışan sesi berzanın öfkesini artırmıştı nerde görülmüş ağabeye saygızlık avzer ağa boranın dediklerine kaş çatmıştı...

"Kendine gel Boran karşında ağabeyin var haddini bil "dedi ağza yakışan şiveyle Bora'n yerinden fırlayıp ayağa kalkarken bu seferde bakışlarını babasına dikti.

"Ben haddimi iyi biliyorum baba Sende masum değilsin kendi gelinine kıyacak kadar körelmişsin töre dediğiniz şey kandan ibaret tutup oğluna gelin ettiğin kadını ne çabuk gözden çıkardınki ölüm kararı verdin herkese karşı durabilirdin o hükmü sen istemeseydin kimse kalkıpta hüküm vermezdi!"

Herkes ağzı açık boranı dinliyordu hem babasına hemde ağabeyine karşı çıkıyor üstelik sesini yükseltiyordu....

"sesini kıs Boran! Yoksa " bu sefer gürleyen berzanın kendisi olmuştu.

"Ne ağabey bana mı vurursun ona vurduğun gibi hakaret mi edersin ona ettiğin gibi ne yaparsın ha! yoksa anlıma silah mı dayarsın!"

"Ulan sus lan " kükreyerek ayağa kalktı...

KUMA(Bitti)Where stories live. Discover now