(Jungkook)
Nasıl bir karakterle karşılaştığımı henüz bilmiyordum fakat beni çok uğraştıracağından emin olmuştum. Fazlasıyla yakın olduğumuzdan birkaç adım geri çekilip tuttuğum nefesimi bıraktım. Eun Mi olmadığını bildiğim halde ondan etkileniyordum.
''Pekala Hye Mi, içeri geçelim mi?''
Hye Mi kaşlarını havalandırıp sırtını dayadığı duvardan ayırarak benim açtığım birkaç adımlık mesafeyi geri kapattı. Bakışlarını kısarak benimkilere odaklamıştı. Bu da onun daha seksi görünmesine sebep oluyordu.
Öylece durup yapacağı hamleyi beklediğimde elleriyle deri ceketimin yakalarını kavradı.
''Bu, az önce söylediklerimi kabul ettiğin anlamına geliyor değil mi?''
Derin bir nefes aldığımda dudakları yukarı kıvrılana dek gülümsedi.
''Kabul ettiğini varsayacağım.'' diyerek kendinden emin bir tavırla elimden tutup beni kendi evine doğru sürüklemeye başladı fakat Eun Mi yeniden uyandığında onun evinde bulunmamın sebebini açıklayamayacağımı düşünerek onu durdurdum.
''Benim evime gidelim'' dediğimde memnun bir şekilde gülümsedi. Onu yönlendirmeme izin verdiğinde kapıya ilerleyerek usulca açtım ve önden içeri girmesini sağladım.
Ağır adımlarla ilerleyip deri koltuğuma oturduğunda kapıyı kapatıp yanındaki boşluğa oturdum. Eun Mi deri ceketini üzerinden tek hamlede çıkardığında ise bakışlarım deri şortunun üzerine giyindiği saten büstiyer ve üzerine giyindiği transparan siyah tül gömleğe takıldı. Eun Mi'nin bu cüretkar karakterle değil bara gitmek, dışarı adım attığını bilmek bile beynime kan sıçramasına sebep olmuştu. Nefesimi tuttuğumu fark edip, bakışlarımı ondan ayırarak yutkundum.
''Benimle gel'' diyerek ayağa kalkıp odama doğru ilerlediğimde peşimden geldiğinin farkındaydım. Kayar kapaklı dolabımın kapağını yana kaydırıp Eun Mi'nin diz kapaklarının üzerine kadar gelebilecek geniş bir tişörtümü kaptığım gibi ona uzattım.
Elimdeki tişörtle bir süre bakıştıktan sonra kaşlarını havalandırdı.
''Neden bunu almalıyım?''
''Giyineceksin çünkü'' dediğimde omuz silkti.
''Ben kıyafetlerimden memnunum.''
Bana karşı dik bir duruş sergileyerek kurduğu cümleye karşılık daha ılımlı yaklaşmam gerektiğini anladım.
''Hava soğuk ve evde oturacağız. Daha rahat etmen için üzerini değiştirmeni istedim fakat tercih senin tabii ki. İstemiyorsan değiştirmezsin.''
Tişörtü geri çekeceğim sırada bir ucundan yakalayıp kendine çekti. Anlaşılan kadınlara bir şeyi kabul ettirmek istiyorsam nazikçe söylemeliydim.
''Madem rahat etmemi istiyorsun... Peki, değiştireceğim.''
Gülümseyerek salonda bekleyeceğimi söyleyerek dışarı çıktığımda derin bir nefes verdim. Hye Mi ile nasıl başa çıkmam gerektiği hakkında pek bir fikrim olmasa da karakterini iyice gözlemlemem gerekiyordu. Anladığım kadarıyla dik kafalı ve aklına her eseni yapan biriydi. Üstelik Eun Mi'nin güzelliğini kafasına göre kullanıyordu. Bu hiç doğru değildi.
.....
''Nasıl, yakıştı mı?''
Tahmin ettiğim gibi beyaz uzun tişörtümün içinde biraz minik kalsa da oldukça tatlı görünüyordu. Tişörtün çok yakıştığına dair bir şeyler mırıldanıp, dizime örttüğüm battaniyenin kenarından tutup yukarı kaldırarak, yanımda onun için boşluk açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Truth Untold ❧ Jk
FanfictionElimi kendine doğru yavaşça çekerek dudaklarını avuç içime bastırdı. Bir müddet avucumda hissettiğim yumuşak baskı içimin titremesine sebep oldu. Elimi daha sıkı tutup aramızdaki boşluğa indirirken bakışlarını benimkilere odakladı. Öyle içten bakıy...