☽ KAR TANESİ

65.3K 4.8K 2.2K
                                    

Bölümlerin geç geldiğini biliyorum ama sizden de biraz anlayış göstermenizi istiyorum. Çünkü yoğun bir dönem geçiriyorum yani bile isteyerek geç gelmiyor bölümler. Bu arada İNSTAGRAMDA sık sık bölüm yazarken kesit paylaşıyorum oradan takip edip görebilirsiniz.

İnstagram hesabım = endless_q.r / Twitter hesabım = Endless_QR

Bölüm: 7182 kelime.

▏₰ Mana

Parkenin üzerindeki çıplak ayaklarımı iyice kendime doğru çekerek yerimde küçülebildiğim kadar küçüldüm. Kollarımla bacaklarımı sararken başımı pencereye yaslamıştım.

Kalbimdeki korku ne kadar zaman geçerse geçsin yerini terk etmiyordu.

Kafamdaki sorulara susmak bilmiyordu.

Acı veriyorlardı.

Durmadan... durmadan bana zulmediyorlardı.

"Benden ne saklıyorsun Aron?" Dudaklarım kıpırdanarak günlerdir tekrar ettiği soruyu bir kez daha yineledi. Dilimde hayat bulan sözcükler dudaklarımdan dışarı çıktıkları anda ölüyorlardı. Yaşayabilmek için bir cevap almaları gerekiyordu... onlara cevap verebilecek tek kişiyse ölümlerinden memnundu.

Olanları yok saymamı istiyordu.

Böyle yaparak beni iyileştirmek yerine yaralarıma tuz bastığını göremiyor muydu? İçimdeki kesikleri açan kişi olmasa da yaralarımı derinleştiren oydu. Beni bu yangından kurtarmak yerine tam ortasına atmış yanışımı seyrediyordu.

Çenem titredi.

Gözlerime hücum eden yaşlar dünün, ondan önceki günün göz kenarlarımda bıraktığı kızarıklara değerek bıraktıkları izleri sızlattı.

O sızı asitten farksızdı.

Görüşüm yaşlarla bulansa da başımı kaldırıp odanın içindeki aynaları teker teker kontrol ettim; hepsinin üzerinin örtülü olduğunu görünce rahatlayarak yaşlı bakışlarımı dizlerime indirdim. Yaşadıklarım bende derin bir travma etkisi yarattığından yansımamdan kaçıyordum. Aynalara bakamıyorum... orada göreceğim şeyden ödüm koptuğu için. Uyuyamıyorum... bilincim beni yine oraya götüreceği için. Şu günlerde deliriyor muyum acaba diye düşünerek kaç kere akıl sağlığımdan şüphelendiğimi sayamamıştım.

Kafamın içindelerdi, aynı zamanda değillerdi de.

Delirmediğime dair tek inancım Aron'du. O da beni, benimle bırakmıştı.

Görmüştü.

Bende görmüştüm. Kehribarlarına yansıyan kirli, çentikli kırmızı gözleri görmüştüm. Küle dönmüş ten rengimi... alnımda kanayan damgayı. O şey içime mi girmişti? Beni neye çevirecekti? Tırnaklarımı kollarıma geçirerek derimden aşağıya kaydırdım.

Varlığını içimde hissedebiliyordum.

Derin kini usul usul sızarak kalbimi, ruhumu ve zihnimi işgal ediyordu.

Beni ele geçirmek istiyordu.

Sol gözümden düşen damla yanağıma süzüldü.

Odada yalnızdım ama yalnız hissetmiyordum.

Tepkisi bir türlü gözümün önünden gitmiyordu. Beni o şekilde gördüğü anda göz bebekleri küçülerek dona kalmıştı... Kendime bakmak istediğimdeyse beni durdurmaya çalışmıştı. Onun gördüğünü görmeyeyim diye odasındaki bütün aynaları kırmıştı ama görmüştüm... neye dönüştüğümü. Başta her insanın vereceği tepkiyi vererek şoka girmiştim. Kırık aynaların parçalarından bana bakan yansımama bakakalmıştım.

SU TANRISININ GELİNİWhere stories live. Discover now