Bölüm 9

44K 2.1K 457
                                    


Elimizde olanları gittikten sonra anlamak insan oğlunun kaderiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Elimizde olanları gittikten sonra anlamak insan oğlunun kaderiydi. Gittikten sonra kıymeti biliyor. Gittikten sonra özleniyordu. Ama şöyle bir bakacak olursak yaşananlara, rüya gibi. Bir anda oldu bitti. Olmadık şeyler, olmaz dediğin şeyler... Elinden kayıp gitti.

Ninem derdi ki, yönler vardır ya hani; kuzey, güney... Hah işte âşık olunca tek yönün o oluyormuş. Kapın hep ona açılıyor, rüzgâr hep ondan yana esermiş.

Ne zaman geldiğini anlamadığım günün ağarması ile uyandım. Sanki hiç dinlenmemiş gibiydim. Sanki hiç dinlenemeyecek gibiydim. Odama girdim kimse yoktu, elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirdim. Yeni üniformamı giyindim. Aynada şöyle bir kendime baktım. Gri ceketim, beyaz gömleğim ile saçlarımı yukarıdan bağlamıştım. Pantolonum ve onun üzerine giydiğim yarım çizmem ile iyi bir izlenim bırakıyor gibiydim. Yakama amblemimi taktım. Mert odamda yoktu, rahat rahat giyinmiştim. Peki nereye gitmişti neden erken bir saatte uyanmıştı.

Aşağıya doğru inmeye başladım. Aşağıda çatal bıçak sesi geliyordu. Sucuk kokusu aşağıyı sarmıştı. Bizimkiler yemekleri kontrol etmişlerdi anlaşılan mutfaktan çıkıyorlardı. Onlara selam verdim. Selamımı alıp, dışarıya doğru çıktılar. Biraz sonra ev sakinleri tek tek kahvaltı sofrasına doğru oturmaya başladı.

Başak, oturduğu koltuktan rahatsız olmuş olacak ki kıpırdanmaya başladı. Başımı kaldırıp ona baktım. Başımı ne oldu anlamında salladım. Yok bir şey dercesine gülümsedi. Yanında Mert Bey oturuyordu. Babası ikisinin nişanlanmasına izin vermişti. Bu tabi benim sayemde olmuştu. Kalbim kor gibiydi. Yanıyordu içten içe ama hiçbir şey de belli etmiyordu. Bazen korumalık yaparken müzelerde falan keşke hareketli bir yaşantım olsa derdim. Ünlü birinin koruması olsam da böyle maceralara atılsam şeklinde düşünürdüm. Şimdi düşündüğüm şeyin tam ortasındayım.

"Ayy hayatım" dedi Osman Beyin, yeni sevgilisi. Yani ailelerin düşman olmasını sağlayan kadın. Mert 'in hayatını tehlikede olmasında sorumlu olan kadın.

"Ne oldu" diye sertçe yanıt verdi Osman Bey.

"Sıkıldım" dedi dudaklarını büzerek. Çok itici görünüyordu buradan bakınca. "Gezelim mi?"

"Ya bir dur ben ne derdindeyim sen ne derdindesin" diye sinirle soludu. Oğluna döndü sonra "Hazırlıkları yaptınız mı?"

"Yarın Başak 'ı istemeye gideceğiz baba" dedi Mert. Sonra devam etti. "Nisan da Başak ile gidecek. Biz istemeye gittiğimizde o da orada bizi karşılayacak" dediğinde dişlerimi sıktım. Neden sanki benim başıma geliyor ki bu olay. Ben burada kalsaydım, bu olayı görmeseydim.

"Keşke bana da haber verseydiniz" diye söylendiğimde başları benden tarafa döndü. "Kendi işinizi kendiniz halledin. Yapacak işlerim var" diye başımı dikleştirdim. Hepsi şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Ama bir şey demediler.

KADIN KORUMA (Kitap Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin