you are •ruel

3.9K 435 160
                                    

Görüş alanıma giren kalabalığın adımlarımı daha da hızlandırmama vesile olduğu o ufak zaman diliminde; bir kez daha yumruk atmana ve insanları kendin gibi parçalmana engel olmak için en iyi seçimi yapmıştım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Görüş alanıma giren kalabalığın adımlarımı daha da hızlandırmama vesile olduğu o ufak zaman diliminde; bir kez daha yumruk atmana ve insanları kendin gibi parçalmana engel olmak için en iyi seçimi yapmıştım. Kanlanmış yumruklarından tutarak seni iteklediğimde araya girmiş ve sadece son zamanlarda ne yapmaya çalıştığını anlamaya çabalamıştım.

❝Ne yaptığını sanıyorsun?!❞

Öfkenin ve hırsın kanatları altında kıvranan bedenin olduğu yerde sarsılırken yüzün kıpkırmızıydı; gözlerin  ise sadece bakarak bile birinin tüm duygularını eritebilecek kadar kinin hararetli ateşiyle yanıp tutuşuyordu. İrileşmişlerdi ve odakları tam olarak benim gözlerimdi.

❝Sana ne yaptığını sanıyorsun dedim!
Kim oluyorsun da bana engel oluyorsun?!❞

Ses tellerini kopartabilecek kadar bağırmaya devam ettiğinde insanları bir lobutlarmışçasına ezip geçmek istiyordun ancak bunu yapamayacağını biliyordun.

O yüzden bu kadar sinirliydin, değil mi?

Senin kadar olmasa da derin derin soluklanırken bir kez daha cevapsız bıraktım bağrışlarını, ardından yavaşça arkamı dönüp yere eğildiğimde Eunjae karşımda duruyordu.

Yüzü, tek kelimeyle korkunçtu.

İyi misin?❞ 

Ellerim Eunjae'nin kollarından tuttuğunda onu, doğrulamayacak kadar dövmüş olduğunu fark ettim. Kaşı yarılmıştı, sağ gözünü açamıyordu ve dudaklarının köşesinden ince bir kan çizgisi çekiliyordu. Üzerindeki beyaz gömleğin belli bölgeleri yer yer kanlanmışken Eunjae karnını tutuyor ve inildiyordu, çünkü biliyordum ki ona en sert yumruklarını bahşetmiştin.

❝Biricik Eunjae'ne zarar verdiğim için
bana kızma, olur mu?❞ 

Öfken yavaş yavaş yerini alaycılığa bırakırken benim bu kadar tepkisiz olmamı garipsiyor ancak umursamıyor gibiydin.

Yavaşça ayağa kalktığımda yüzüne döndüm. Dün, Eunjae'nin seni dövmeye çalıştığını söylediğini anımsıyordum ve onun açtığı yaralar şimdi yara bantlarıyla kapalıydı. Saçların dağılmıştı ve az önceki kıpkırmızı suratın artık yoktu.

❝Neden bunları yapıyorsun?❞ 

Sesim, birçok şeyi anlatmak istiyormuş da anlatamıyormuş gibiydi.

Güldün.

Yaptığınla gurur duyuyormuş gibi.

❝Bana yapılanın mislini ödetmeyi
seviyorum.❞ 

Dediğin şeye karşılık ben de hafifçe sırıttığımda bakışların farklılaştı.

❝Hayır, acımasızsın,❞ 

Dedim.

❝Senin sevdiğin tek şey bu.❞ 


°
kendimi defalarca
yerine koydum ancak
ikna edici bir sebep
bulamadım.

disgusting 厭味 yutaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin