Bölüm 18

2.8K 339 14
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNİZE GÖRE GELİYOR...

Bir haftanın sonunda Rossmore'un limanına gece saatlerinde ayak basmayı başarmışlardı. Geri kalan dört günde Galatea uyumayı kesinlikle reddetmişti. Bir daha öyle bir rüyayı kaldırabileceğini sanmıyordu çünkü. Gerçeklerin bu kadar ağır olduğu bir rüya daha önce hiç görmemişti.

En kötüsü de kendisinin bile bu gerçekleri bilmiyor oluşuydu. Gökdeniz Adası'nın lanetinden sorumlu olduğunu bilmiyordu. Lord Cameron'un ona sunduğu teklifin ne anlama geldiğini de bilmiyordu. Ondan sonrasında bir daha Lord Cameron ile iletişim kurmamışlardı.

Uzun bir süre yüzünü dahi görmek istemiyordu doğrusu ancak yine de o efendisiydi. Yakında onun yanında olması gerekiyordu. Yine de kafası o kadar karışıktı ki... Ona özgürlüğünü vereceğini söylemişti ama yanında olmasını istediğini de söylemişti.

Ne karar vermesi gerekiyordu? Ona ne demesi gerekiyordu? Yanına çıplak gelmesini istediğini söylemişti. Vücutlarını mı birleştirmek istiyordu? Neden onun yanında çıplak olmalıydı? Kafasında o kadar çok soru vardı ki ne yapacağını bile bilmiyordu.

Ankna ile beraber toprağa bastı ve başını kaldırıp yıldızlara baktı. Gecenin içinde parıldayan ışıklar gibiydiler. Gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. Kafasının içinde gerilere doğru gitti. Kendisi için bir kapı açacağını söylemişti.

Zihninde onunla bağına doğru ilerledi ve kapıların önünde durdu. En sonunda da kendisi için aralanmış kapıdan içeri girdi.

Lord Cameron içerideydi. Odasının aynısını bu kapının ardına kurmuştu. Orada durmuş onu bekliyordu. Ellerini arkada birleştirmiş bir şekilde ayakta dikiliyordu. Gözlerini ona dikmişti.

Galatea, ona bakmak istemiyordu. Bakabileceğine inanamıyordu doğrusu. "Limana çıktık, Lordum" dedi. "Emrettiğiniz gibi haber vermeye geldim"

Cameron başını salladı sakince. "Yarın sabah erkenden ağabeyim ve Lucan seni almaya gelecekler" dedi. "Onlara kutudan ve içindekilerden bahsetme. Yolculuğunun nedeninin lanetini bozacak bir şeyler aradığını söyle" dedi.

"Emredersiniz, Lordum" dedi ve arkasını dönüp odadan çıktı.

Aralarında başka bir konuşma olmadığı için memnun olmuştu. Gözlerini açtığında tekrar Rossmore limanındaydı. Başını çevirip Ankna'ya baktı. "Gel" dedi sakince.

Üzerine binen güçle Deli Bilge'nin ondan kaçınma gibi bir şansı yoktu. Galatea'nın arkasından hana doğru yürümeye başladı. Geçen sefer kaldığı hana doğru yürüdü. Lord Cameron'un atı Kasırga hala o handa olmalıydı. Onu oraya bırakırken hancıya güçlü bir büyü yapmıştı. Adamın o ata zarar vermektense kendisini öldürmeyi tercih ederdi.

Galatea, derin bir şekilde esnedi ve sonunda hana ulaşmayı başardı. Lord Cameron'un tavrından uyursa ona bulaşmayacağını anlamak zor değildi. Aralarına mesafe koymuştu. Belli ki ona düşünmek için zaman tanıyordu. Hala ne düşünmesi gerektiğinden de emin değildi gerçi...

Hana girdiklerinde hancı onu anında tanımıştı. Geçen sefer geldiğinde araları pekiyi olmamıştı. Şimdi daha iyi bir arkadaşlık kurduklarına inanıyordu. En azından öyle olduğunu düşünmek istiyordu.

Şişman adam onu gördüğünde yüzünü buruşturdu. Bu iyiye işaret olamazdı. Yine de Galatea, sırtı dik bir şekilde ona doğru yürüdü. "İki kişilik oda istiyorum" dedi. "Yataklar ayrı olsun. Yarın sabaha yol çıkmış olacağız"

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIWhere stories live. Discover now