Bölüm 25

2.5K 353 21
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... LÜTFEN YORUM VE BEĞENİLERİNİZİ ESİRGEMEYİN... FİNALE 5 ADIM KALDI... İYİ EĞLENCELER...  

Lord Cameron, bütün gece odaya geri dönmedi. Galatea, odanın içinde dört döndü. Defalarca kapının önünde ya da pencerelerin kenarında durdu. Ancak eli gitse bile dışarı çıkamadı. Kapıyı açıp girişinde bekledi saatlerce ancak bedeni efendisinin emri yüzünden olduğu yerde kaldı.

En sonunda yorgunluk ve üzüntüyle yatağa doğru gitti ve uzandı. Neden onu özgür bırakmaya karar verdiğini anlayamıyordu. Yanında durmasını istediğini söyleyip durmuştu. Onunla beraber olması için onu ayartmıştı. Şimdi neden uğraştığı her şeyi bir kenara atıyordu?

Yüzünü erkeğin yastığına gömdü. Bütün bedeni onun yanına gitmek için çırpınıyordu. Dün geceden beri onu görememişti. Tüm ruhu ve bedeni bu kadar ayrılığı kaldıramıyordu. Bir an önce yanına gelmesi için isyan ediyordu. Terliyordu. Sızlıyordu.

En kötüsü sızıydı. Bütün bedeni sızlıyordu. Kaşınan bir yara gibiydi ancak bir türlü kaşıyamıyordu. Acıyordu ama acımıyordu. Bu sızıyı anlatmanın bir yolu yoktu. Ancak onu çok rahatsız ediyordu. Ellerini çarşaflara geçirdi ve kıvrandı.

"Lordum" diye fısıldadı çektiği sancıyla. "Yalvarırım yardım edin" diye inledi. "Lordum, beni kurtarın yalvarıyorum."

Tam o anda kapılar açıldı. Galatea, yattığı yerden doğruldu. Cameron içeri girdi. Hemen arkasında iki asker vardı. Genç kadın ona baktı. Aldığı nefesler rahatlamaya başlamış gibiydi. Bedenindeki sızı terk etmeye başlamış gibiydi.

Hızla yataktan ayağa kalktı ve koşarak erkeğe doğru gidip ona sıkıca sarıldı. "Lordum" diye fısıldadı. "Çok acıyordu"

Erkek ona sarılmamıştı. Kadını kollarından tuttu ve onu kendisinden uzaklaştırdı. Galatea, endişeyle ona baktı. Erkek ifadesiz bir yüzle ona baktı. "Zamanı geldi, Galatea" dedi. "Artık özgürlüğüne kavuşacaksın"

Özgür olmak istemiyordu. Neden bunu kabullenmiyordu? Genç kadın bir adım geri doğru gitti. Erkeğin gözlerindeki ciddiyeti görebiliyordu. Kararından vazgeçmeyecekti. Başını öne eğdi. "Madem isteğiniz bu" dedi. "Hala sizinken son bir şey isteyebilir miyim?" diye sordu. "Sadece bir dakika yalnız kalsak olmaz mı?"

Cameron bir an durdu ve arkasındaki adamlara çıkmalarını işaret etti. Askerler çıkıp kapıyı arkalarından kapattılar. Cameron tekrar ona baktı ve ciddi bir şekilde ellerini arkasında birleştirdi. "Seni dinliyorum" dedi sakince.

Galatea, yutkundu. "Lanetimi bozmak için neyin gerektiğini biliyorsun değil mi?" diye sordu. "Ölüme yakın olman gerekiyor. Ölümden sadece bir adım geride olacaksın ve geri dönemeyebilirsin. Bu riski almak istemedim. Seni Nihai Efendim olarak kabul ettiğimde sonsuzluğu sizinle paylaşacağıma emindim. Bu yüzden özgürlük benim için bir anlam ifade etmiyor"

Cameron başını iki yana salladı. Sanki sabrı taşmak üzereymiş gibi görünüyordu. "Hala benimken bir isteğin olduğunu söyledin" dedi. "Ne istiyorsan söyle bir an önce"

Genç kadın gözlerini kapadı ve erkeğe yanaştı. "Yanımda olmalıydın" dedi. "Dün gece canımın ne kadar yandığını sende hissediyordun ama gelmedin" dedi. Kollarını onu boynuna doladı. "Acımı dindir" diye fısıldadı. "Tek bir öpücük. Başka bir şey istemiyorum"

Erkeğin elinin saçlarının içinden geçtiğini hissetti. Dudakları kadının dudaklarını bastırdı. Onun bedeninin sıcaklığını ve gücünü hissetmek kadının rahatlamasına neden olmuştu. Yine onunla beraber olmak istiyordu. Bedeni kıvranıyordu.

CAMELOT SERİSİ 3. KİTAP- CAMELOT CADISIWo Geschichten leben. Entdecke jetzt