nine

12.6K 979 342
                                    

"Jungkook?"

Mahalleme taşınan çocuğun o olması, sanki Tanrı'yla konuşmuşum gibi şok yaratıyordu. Ciddiyim, sizin de mahallenize -özellikle karşı evinize- internetten tanıştığınız ve hoşlandığınız birisi taşınsa siz de böyle hissederdiniz.

"Jimin? Komşu olduğumuzu bilmiyordum." dedi o da şok olmuş sesiyle.
Dürüst olmalıyım, giydiği sıfır kollu atletle karşınızda bir Tanrı varmış izlenimi veriyordu. Çalıştığı belli olduğu karın kasları içi gözüken tişörtünden belli oluyor, bir de yetmiyormuş gibi üstüne yapışmış göz kutsuyordu. Her ne kadar üstüne atlayıp dudaklarına yapışmak istesem de, şimdilik bunu yapabilecek durumda değildim.

"Ş-şey, ben de. Bana taşındım dediğinde daha uzaklara gittiğini düşünmüştüm, karşı evime değil." dedim ciddilikten bir şey içermeyen şekilde.

Dediğime o da güldü.

"Sanırsam, artık daha fazla görebileceğiz birbirimizi, huh? Ayrıca, neden geldin ki?" dedi, şimdi gülüşü büyük anlamlar taşıyan sırıtışa dönmüştü.

"Ah, evet. Kek yapmıştım, bilirsin yeni taşınan kişilere bir şeyler götürmek, iyi anlaşmayı sağlar. Tadına bakmadım ancak umarım güzel olmuştur." dediğim anda hemen atıldı,

"Jimin-ah, teşekkür ederim. İçeri gelsene, beraber yiyebiliriz."

"Şey, pekala." dedim çekingen tavrımla.

Kapıyı girmem için genişleteceğini düşünmüştüm ama o, olduğu yerden bile çekilmeden aynı şekilde sırıtarak duruyordu. Geçmem için çok küçük bir yer bırakmıştı. Eh, bu da benim işime gelirdi.

Ben de yüzüme bir sırıtış takıp, burunlarımızın birbirine bile değebileceği bir yakınlıktan ona sürtünerek geçtim. Geçerken gözlerime derin ama çözemediğim bir şekilde bakmıştı. İçeri girebildiğimde derin bir nefes almıştım, o da kapıyı kapatıp mutfak olduğunu tahmin ettiğim yere geçmişti. Hemen takip edip o keki keserken ada tezgahına yaslanmıştım.
Mutfağına göz atarken birden üstüme doğru geldi ve nefesini kulağıma üfleyerek arkamdaki bıçaklardan birini alıp, "Diğeri kesmiyordu." dedi ve sırıttı. Bu çocuğa, sırıtmayı yasaklamak lazımdı.

Tabakları alıp salona ilerlediğinde ben de beklemeyip peşinden gittim. Köşedeki süet siyah koltuklara oturduğunda çaprazında bulunan siyah deri koltuğa oturdum. Salonu incelediğimde zevkinin çok güzel olduğunu düşünmekten kendimi alıkoyamadım. Ortada küçük bir merdivenle inilen geniş bir boşluk vardı. Merdivenlerin hemen dibine, L şeklinde siyah süet bir koltuk yerleştirmiş, çaprazlarına da deri siyah teklileri koymuştu. Ortada değişik renkler içeren geniş bir halı ve tamamı cam bir kahve masası koymuştu. Gözlerimi ona çevirdiğimde salondaki en güzel varlığın o olduğunu düşünmeden geçemedim.

"Im, kek güzel olmuş Jiminie, eline sağlık~" demişti. Tanrı'm, hangi günahı işledim bilmiyorum ancak lütfen ona böyle tatlılıklar yaptırarak beni cezalandırma.

"Teşekkür ederim, Kookie." demiştim, pozitif bir şekilde.










Hİ! RÜA BABA YİNE GELDİ, SONUNDA GERÇEK HAYATTA BULUŞTURABİLDİM YAVRUCAKLARIMI~ ve ayrıca bu bölümü bilerek italik yapmadım, birinin bakış açısı olduğu zaman yapmayacağım tşk

OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKHÜRLAR MUAH♡

matched × jikookWhere stories live. Discover now