TEN.

679 70 38
                                    

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑   𝐓 𝐄 𝐍麻木的 — 𝐄𝐍𝐆𝐎𝐔𝐑𝐃𝐈

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

𝐂 𝐇 𝐀 𝐏 𝐓 𝐄 𝐑 𝐓 𝐄 𝐍
麻木的 — 𝐄𝐍𝐆𝐎𝐔𝐑𝐃𝐈

Ortamdaki yüksek müzik sesi ve insanların heyecanlı bağırışları kafamın içini dolduruyor, olduğum durumu kötüleştiriyordu. İçkili olduğumdan zaten hafifçe başım ağrıyordu, üstüne elimde olmadan sürekli sigara içiyor kendi kendimi bok yoluna götürüyordum. Evet, bunların hepsinin farkındaydım ama canım böyle hissetmek istiyordu. Böyle davranmak ve böyle hissetmek.

"Jungkook, yarışacak mısın?" Kulağıma dolan ses ile gözlerimi açarak camımın önünde bana doğru eğilmiş, sırıtarak soran kıza bakmıştım. Uzun siyah saçları vardı, mini eteği ve crop top giymişti. Ona baktığımı anladığında daha da eğildiğinde, gözlerimi üzerinden çekerek başımı olumsuz anlamda sallayarak sigaramın dumanını arabamın içine üflemiştim.

"Hadi ama, sen olmadığında o kadar da heyecanlı değil. Hem bu sefer geri sayımı ben yapacağım.."

"İstemiyorum dedim, içkiliyim."

Kendi kendime içimden artık gitmesi için dua edecekken kızın sesinin yanına bir ses daha eklenmişti. Gözlerimi açma gereği duymamıştım, bu somiydi. Kuzenim.

"Baksana tatlım, sanırım sıran geldi. Gitsen iyi olur."

Ne kadar kibar konuşmaya çalışsa da ses tonundaki o hafif sert ve tehditkâr ton vardı. Buna karşı hafifçe güldüğümde, kızın uzun topuklularındaki seslerden gittiğini anlamıştım. Somi, arabanın etrafında dolaşarak yanıma oturduğunda, kapısını kapatır kapatmaz ağzımdan sigarayı çekmiş ve camdan dışarı atmıştı. "Kendini çok yıpratıyorsun, seni döveceğim."

Dudaklarım kıvrılırken kendimi tutamadan hafifçe gülmüş ve omuzlarımı silkmiştim. Gözlerimi yeniden kapatmışken kafamı arkaya yaslayarak derin nefesler alıyor, başımın ağrısını umursamamaya çalışıyordum.

"Kendine neden bunu yapıyorsun anlam veremiyorum? Seni sadece kullanan bir çetenin üyesisin ve ne derseler yapıyorsun, kukla gibi."

"Çünkü canım istiyor. Can sıkıntım var, bununla gideriyorum."

Somi ile bu konuyu binlerce kez konuşmuştuk artık fakat asla bıkmıyordu. Sıkılmış bir şekilde nefesini dışarı verdiğini duyduğumda, dudaklarımı ıslatarak onları konuşmak üzere yeniden aralamıştım. "Sen de benim için bu kadar endişelenmeyi kesmelisin, büyüdüm ve başımın çaresine bakabiliyorum, Somi. Sen de okuluna konsantre ol ya da ne bileyim, git arkadaşlarınla falan eğlen. Beni boş ver artık."

"Kardeşinden dolayı mı böylesin? Bu yüzden mi hayatını bu kadar boş veriyorsun?" söylediği şey ile gözlerimi açarak oflamış ve arabadan inmiştim. Bu konunun açılmasına asla dayanamıyordum, duymak istemiyordum. Konuşmak da istemiyordum. Arkamdan gelen somi'yi umursamadan yürümeye devam ederken bana bir şeyler söylüyor ve önüme geçmeye çalışıyordu. Bundan sıkılarak ona döndüğümde, ellerimi omuzlarına koydum ve dudaklarımı araladım.

"Somi bak, hayatımda en değer verdiğim insanlardan birisin, tamam mı? Biliyorum, ben de senin için öyleyim ve bu yüzden çabalıyorsun ama yapma. Ben kocaman adamım, ne yaptığımı, ne sikim istediğimi de biliyorum. Beni bu konularla sıkma, ben gayet iyiyim."

Lafım biter bitmez onu arkamda bırakarak yuta'yı bulmak adına hızlı adımlarla yürürken aniden çarptığım bedenle durmuş ve çatık kaşlarımla yüzüne bakmıştım. Kim olduğunu gördüğümde kaşlarım daha da çatılmışken, elimle bileğini kavrayarak beni duyması için kendime yaklaştırmıştım. "Senin ne işin var burada, jennie?"

"Arkadaşlarımla geldim, gelemez miyim?" Bana bu derece soğuk bakmasına alışık olmadığım için geri çekilmiş, bileğini de bırakarak gözlerimi hızlıca üzerinde gezdirmiştim. Fazlasıyla güzel görünüyordu. Dilimi dudağımın kenarına bastırarak etrafa baktığımda, lalisa'nın yanımıza yaklaştığını gördüğümde rahatlamış ve ona kısa bir bakış daha atarak uzaklaşmıştım.

"Peki, görüşürüz." Gideceğim sırada bu sefer parmaklarını bileğime saran ve beni durduran oydu. Minicik hâlinle benim sarhoş olmamdan yararlanarak beni kolayca kendine çektiğinde, gülerek ona doğru dönmüş ve yüzüne bakmıştım. Birbirimizin gözlerine dik dik bakarken, dudaklarını yalamasıyla gözlerim oraya sabitlenmişti.

"Hoşlandığın kişi burada mı?" Bana sorduğu soruyla biraz şaşırsam da, onun beni bu kadar umursaması hoşuma gidiyordu. Benden hoşlanıyordu. Onu sinir etmek adına sırıtarak başımı olumlu anlamda salladığımda, bozulan yüz ifadesiyle bileğimi geri çekmiştim.

"Sen neden buradasın peki, hm?" Dilimi alt dudağımın üzerinde gezdirerek yeniden bedenini süzdüğümde, çok geçmeden gözlerimi yine yüzüne çıkartarak orada sabit tutmuştum.

"Arkadaşlarımla eğlenmeye geldim, olamaz mı?"

"Motorlardan daha çok hoşlandığını sanıyordum.. Üzgünüm ama burada motor yarışı olmuyor, arkadaşlarınla kendi aranda düzenleyebilirsin tabii." Ona göz kırptıktan sonra bana kafası karışmış bir şekilde bakarken elimde olmadan hafifçe gülmüştüm. Kafam iyi olduğundan mıydı bilmiyorum ama gözüme fazlasıyla çekici geliyordu. Gözlerine hafif koyu bir makyaj yapmış, kırmızı rujuyla aklımı uçuracak gibiydi. Onu öpmemek için zor duruyordum.

Ama yapamazdım.

Kendimi toparlayarak geri çekildiğimde, lisa zaten çoktan yanımıza gelmişti. Muhtemelen jennie'ye geçen gün yaptığım şeyi bildiğinden bana garip bir şekilde bakıyordu. İkisiyle kısa bir şekilde vedalaştıktan sonra oradan uzaklaştığımda, dudaklarımı ısırarak arka tarafa doğru yürümeye devam etmiştim.

Fazla dengesizdim. Somi o kadar haklıydı ki aslında, bunun farkındaydım zaten. Dediği her şey ile haklıydı.

Sadece ona zarar vermekten ve kendimden korkuyordum. Aynı zamanda o yakınlarımda olduğunda kendimi kontrol altına alamıyordum, beni parmağının etrafına dolayıp kolayca oynayabilirdi. O geldiğinde, dengem bozuluyordu.

selaaam! çok zaman geçmeden attım bölümü aslında +40 oy sonra atarım demiştim ama sonra boş verip attım. :( oy verilmemesi cidden can sıkıcı ama ne yapayım, bir an önce kitabı da yazmak istiyorum çünkü aklımda daha çok şey var. oy vermeyi unutmayııın.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
apricity 愛 jenkookWhere stories live. Discover now