•6•

508 76 25
                                    



Luhan ile birlikte, yaklaşık beş dakikadır yatağımda sevinçten zıplayıp duruyorduk. Resmen küçük çocuklar gibiydik. Sonunda, ilk kendine gelen Luhan oldu ve yalandan hafifçe öksürerek, bana döndü.

"Tamam tamam sakinim. Sen de sakinleş. Rahat dur lan bir. Heh, tamam. Şimdi, en başından başla anlatmaya. Hiçbir detayı atlama."

Luhan'dan kafama yediğim yastıkla, kendime geldim. Zıplarken bozduğum yatağımı düzelttim ve Luhan'ın yanına oturdum. Dün gece mekana gelmediğim ve aramalarına cevap vermediğimden dolayı, haklı olarak benim için çok endişelenmişlerdi. Gece Chanyeol'un yanından ayrıldıktan sonra, eve dönmüş ve Luhan ile Kyungsoo'ya evde olduğum hakkında küçük bir mesaj atmıştım sadece.

Deli gibi endişelenen Luhan, bu sabah evime beni öldürme planları yaparak gelmişti. Faaliyete geçeceği sırada, ona Chanyeol'un yanında olduğumu söylemiştim. Beş dakikadır, deli gibi orada burada zıplayışımızın sebebi buydu. Dün gece mekana gitmek için evden çıkıp, başıma gelen her şeyi bir bir anlattım. Söylediği gibi, hiçbir detayı atlamadım.

Sonunda anlatmayı bitirdiğimde, Luhan heyecanla bana döndü. Sevinçle konuşmaya başladı.

"Tanrım öpüştüğünüze inanamıyorum!"

"Ben bile inanamıyorum Lulu. Rüya gibiydi. Dudaklarının tadı aklımda olmasa, rüya olduğuna inanacağım neredeyse."

"Ben de Sehun'u görmek isterdim. Ah cidden, sigara içtiği anın görüntüsünü, senin hafızandan benimkine aktarabilsek keşke."

İkimiz de güldük. Sonra Luhan'ın gülüşü yavaş yavaş kesildi ve eliyle sertçe kafama vurdu. Çatık kaşlarla bana döndü.

"Ah, acıdı! Bu ne içindi böyle?"

"Seni aptal. Tek başına, o iki kızı takip etmek de neyin nesi? Ayrıca Depo'dan birisi seni görmüş. Ya başına bir şey gelirse? Chanyeol'e bile zarar gelebilir biliyorsun değil mi? Sen kaçtıktan sonra, ona ne oldu kim bilir?"

"Onları takip ettiğimi fark etmediler. Bilmiyorum, Chanyeol o çocuk beni gördüğünde gerçekten de korktu. Tam olarak korktuğu şey neydi emin değilim. Ama beni bulacağını söyledi Lulu."

"Sanırım, bu sefer ona güvenebiliriz."

"Kesinlikle. Bütün kalbimle inanıyorum. Gelecek. Gözlerinde gördüm. Sadece, ne kadar sürer emin değilim. Ama sonuna kadar bekleyeceğim."

Luhan gülümsedi ve arkamda olduğunu göstermek istercesine, bana sarıldı. Aşağıdan gelen seslerle, birbirimizden ayrıldık. Luhan ile birbirimize baktık. Kim gelmiş olabilirdi ki?

Merdivenlerden gelen ayak sesleri, yavaş yavaş yaklaştı ve odamın kapısının önünde durdu. Kapı, gelen kişinin tekmesiyle gürültüyle açıldı. Luhan ile korkudan birbirimize sarıldık. Kafamızı kaldırdık ve gelen kişiye baktık.

Siktir. Kyungsoo.

Ellerini yumruk yapmış, resmen burnundan soluyordu. İlk önce Luhan'a baktı. Bana döndüğünde ise, çatık olan kaşları daha da çatıldı. Yüzüme, sevimli olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirdim.

"Soo, beni öldürmeden önce bir dinle ne olursun. Kıyamazsın ki sen bana zaten."

Kyungsoo küçük bir kahkaha attı. Pek neşeli bir kahkaha olduğu söylenemezdi. Daha çok, kurbanını köşeye sıkıştırmış bir katilin kahkahası gibiydi diyebiliriz.

"Merak etme, seni öldürmeyeceğim."

Korku dolu yüz ifadem, yavaş yavaş yerini rahatlamış bir ifadeye bıraktı. Gülümseyerek ayağa kalktım.

Gülüşün Uğruna / ChanBaekWhere stories live. Discover now