•12•

366 41 58
                                    



Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. İyi okumalar~

"Herkes odalarına lütfen!" diye bağırdı Mina otoriter bir sesle. "Kimse Depo'dan dışarıya adımını bile atmasın."

Ağlamamak için besbelli kendini tutan uzun boylu bir çocuk, nazikçe Luxanna'nın kollarında ağlamaktan gözleri kıpkırmızı olmuş Hana'yı kendine doğru çekti ve kucağına aldı. Dolu gözlerle Hana'yı süzdükten sonra, kucağındaki kızı sarsmamaya dikkat ederek kaldırdı ve yanımızdan ayrıldı. Bir anlığına o kutudakinin, Chanyeol'e ait olduğunu hayal ettim. Düşüncesi bile tüylerimi diken diken ediyor, gözlerimin yanmasına sebep oluyordu. Zavallı kız, kim bilir nasıl acı çekiyordu.

Kalabalık, kendi arasında korkuyla fısıldaşarak yavaş yavaş dağıldı. Mina şok içindeki Chaeyoung'un koluna girdi ve saçlarını okşadı. "Minsung, sen de odana geç. Bir süre kapıdan uzak dur. Gerisini bize bırak."

Minsung korkuyla başını sallayarak, hızla yanımızdan ayrıldı. Mina bir süre bizi süzdü. "Baekhyun, Luhan. Bu gece burada kalacaksınız. Dışarıya çıkmanıza izin veremem. İtiraz etmeyin." Sehun'un kolunun altında korkudan büzüşmüş Luhan, hızlıca başını salladı.

Mina, omuzlarından tutarak Chaeyoung'u kendine doğru döndürdü. "Chae, toparlan lütfen birtanem. Sana ihtiyacım var." Chaeyoung derin bir nefes aldı ve başıyla kısaca onayladı. Yavaşça ayağa kalktı.

"Lux, konseydeki herkese haber ver. Yarım saat içerisinde, tüm konseyi eksiksiz bir şekilde toplantı odasında istiyorum." Luxanna, Chaeyoung'un emrini yerine getirmek için koşar adımlarla yanımızdan ayrıldı.

"Chanyeol, Sehun. Baekhyun ve Luhan'ı elinizden geldiğince gözünüzün önünden ayırmamaya çalışın." dedi Chaeyoung sıkıntıyla elini saçlarına daldırarak. Herhangi bir cevap beklemeden arkasını dönerek, Mina'yla birlikte hızlı adımlarla yanımızdan ayrıldılar.

Chanyeol elimi bırakmadan Sehun'a döndü. "Yukarı çıkalım." Sehun sadece başıyla onayladı. Luhan'ın saçlarına, güvende olduğunu hissettirmek istercesine küçük bir öpücük kondurdu. Derin bir nefes aldıktan sonra, Chanyeol'e döndü.

"Gidelim."



~~



Chanyeol, 614 numaralı odanın kapısının önünde durdu. Elimi bırakmadan şifreyi girdi ve kapı küçük bir sesle açıldı. Chanyeol'un yıllardır kullandığı odayı görecek olmak, beni heyecanlandırıyordu. Merakla ve biraz da çekinerek, içeri bir adım attım.

Salon fazla büyük değildi. Köşede L şeklinde kırmızı bir koltuk, karşısında ise büyük bir televizyon duruyordu. Diğer köşede ise büyük bir buzdolabı vardı. Arka taraftaki mini barı gördüğümde gözlerim parlamıştı.

Merakla yatak odası olduğunu tahmin ettiğim odanın kapısından başımı uzattım. Tahmin ettiğim gibi, büyük, çift kişilik yatakla karşılaşmıştım. Yatağın yanındaki sehpanın üzerinde, açık kalmış bir laptop vardı. Sağ tarafta ise büyük bir gardırop duruyordu. Etrafa iyice bakındığımda, Chanyeol'un fazla düzenli olduğunu fark etmiştim.

Yatak odasının yanındaki diğer kapıyı araladığımda, banyoyla karşılaştım. Özel bir şey olmadığını düşünerek kapıyı kapatacağım sırada, arka taraftaki jakuziyi görmemle gözlerim hayretle açılmıştı. Chanyeol arkamdan gelerek omzuma bir öpücük kondurdu.

"Fazla büyük değil ama ikimiz için ideal." dedi gülümseyerek. "Eğer Luhan'ı görmek istersen, Sehun'un odasına uğrayabilirsin. 520 numaralı oda. Onun dışında lütfen başka hiçbir yere gitmeye kalkışma Baekhyun."

Gülüşün Uğruna / ChanBaekWhere stories live. Discover now