Bölüm 8

661 23 2
                                    

  Onsuz geçen bu son baharda hayatımda da bazı değişiklikler olmaya başlamıştı. Bulut sayesinde yeniden keşfedebildiğim bu şarkı söyleme tutkumu hobi olarak sürdürürken bir yandan da bir profesyonel olabilmek için konservatuara girmeye çabalıyor, bunun için dersler alıyordum . Gelişimimi, Bulut'a izletebilemek için çektiğim videolardan gözlemliyebiliyor, her söylediğim şarkıda kendime olan güvenim de artıyordu. Bulut'da gelişmimi görmekten fazlasıyla mutluydu neredeyse onunla paylaştığım her videoyu internette yüklüyor ve yavaş yavaş artan izleyici kitlemle paylaşıyordu. Bu gelişme, benimle birlikte onlarca insan da tanıklık ediyordu. İnsanlar bu kadar tutukuyla peşinden koştuğum bir şeyin elimden alınmış olmasına üzüntülerini dile getirirken, bir yandan da kendimde yeni hayaller kuracak bir gücü bu kadar hızlı bulabilmemin ilham verici olduğunu yorumlarında belirtiyorlar, kendi hikayelerini de benimle paylaşıyorlardı. Bu süreç içerisinde o kadar hüzünlü hikaye çıktı ki karşıma kendi hikayeme üzülmek bile utanç verici bir hale geldi benim için. Bu kadar ilginç hayatlar yaşayan insanlar varken neden onlar değilde ben çekiyordum insanların dikkatini düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. Bulut'a göreyse ben kendimi hafife alıyordum, sesim ve şarkılarım oldukça güzeldi ama daha da önemlisi hayatımı feda ettiğimi söylediğim bir hayalim tuzla buz olunca çokta vakit kaybetmeden başka bir hayal kurabilmiş kendimi toparlıyabilmiştim. Bu durum zor günler geçiren bir çok insan için umut olmuştu kendilerinin de artık hayata dönme zamanlarının geldiğini farkettirmiştim onlara. Onunla yaptığımız bir konuşmayı unutmam çok zordu  onun hakkında ne kadar az şey bildiğimin kanıtıydı bu konuşma.

'' Sana küçük yaşlarda annesini kaybetmiş bir çocuk olarak söylüyorum. İnsan çok üzüldüğünde, hayatının tamamen karardığına ve bir daha aydınlanmayacağına emin olduğun da karşısına çıkan en ufak ışıkta bile umutlanır. Bazen bir şarkı dinlediğinde, bir kitap okuduğunda, kendi hikayesinin bir başkası tarafından da yaşandığını duyduğunda ya da bu hayatta herkesin bir sınava tabi tutulduğunu gördüğünde. Aslında hiç bir acı çok küçük değildir. Her acı, her hayal kırıklığı onu yaşayan insan için çok büyüktür. Ama bir kişi güçlü olup hayata tutunmuşsa ben neden yapamayayım diye düşünür insan.''

  Bu sözler karşısında cevabım yoktu. Babasıyla olan sorunlu ilişkisini, beni pilotluğun sandığım gibi çok güzel bir meslek olmadığına, aslında hiç bir şey kaybetmediğime hatta şanslı olduğuma ikna etmeye çalıştığı sıralarda öğrenmiştim ancak annesinden hiç bahsetmediğini şimdi farkedebiliyordum ona annesini kaybettiğini bilmediğimi söylemeye utandığımdan susmayı tercih etmiştim.  Ancak o zaman anlayabilmiştim benim üzerimdeki ısrarını belki o da hala tutunacağı bir dal arıyor o dalın ise ben olmamı umuyordu.

   Bu yeni hayatın temposu beni geçmişime bakıp üzülmekten de alıkoyuyordu . Kafam yeni hayallerim ve Bulut'la o kadar doluydu ki bundan önceki 19 senemi kendi geçmişim olarak göremiyordum bile benim için hayat geçen yaz başlamıştı ve karşıma çıkan bu ikinci şansı elimden geldiğince iyi değerlendirmeye çalışıyor bir üçüncü şansa daha ihtiyaç duymamayı umuyordum. Geceleri Bulut'a anlatacak daha fazla şeyim olabilmesi için her gün yeni bir şeyler denemeye çalışıyor, şimdiye kadar kaybettiğim zamanı geri kazanmak için elimden gelen her şeyi yapıyordum. Yeni insanlarla tanışmak, sohbetler etmek, daha önce hayatımda hiç var olmamış arkadaşlık kavramını yavaş yavaş hayatıma sokuyor olmaktan büyük bir keyif alıyordum. Sosyal medyada artan popülerliğim ve aldığım eğitimler bana yeni bir iş kapısının açılmasını da sağlıyordu. Bir kaç ünlü mekandan aldığım sahne tekliflerini çok istememe rağmen Bulut yanımda olamayacağından kabul etmemiştim. Bunu ona borçluydum ve kendimi o sahne ışığının altında her hayal ettiğim de onun için yazılmış şarkıları gözlerinin içine bakarak söylüyordum. Beni o sahnede görmeyi en çokta o hak ediyordu. Eğer o olmasaydı yıllar önce kurduğum bu küçücük hayali hatırlamayacaktım bile ben hep ışıkların bir gün bana dönmesini bekledim ama ışıkların durup dururken bazı şanslı insanları bulmadıklarını aslında o ışıkları döndürenlerin kendileri olduğunu bilmiyordum. İçimde parlamak için bekleyen o yıldızı hep daha zamanı değil diyerek söndürdüğümü , hayalim diyerek arkasına saklandığım paravanı kendi ellerimle kurduğumu şimdi fark etmeye başlıyordum. Zaten o yıldızı parlatan ben değildim, Bulut benim olmayan cesaretim olmuştu. Hayat benim kendi başıma yapamayacağımı anladığından  Bulut'u çıkarmıştı karşıma, Bulut benim bir türlü yapamadığımı yapmış, ışıkları bana döndürmeyi başarmıştı. Hayatta arkasına saklandığım paravanı aniden çekip alınca benden, sahneye çıkıp parlamaktan başka şansım kalmamıştı. Ama benim de Bulut'u karanlıkta bırakmaya hiç niyetim yoktu. İşte bu yüzden Bulut buraya gelmeden o sahneye çıkmam imkansızdı. Tabi o günlerde bunun benim karar verebileceğim bir şey olmadığını, hayatın her zaman bizim için başka planlar kurduğunu yine unutuyordum.O günler de tek derdim Bulut'un önümüzdeki yaza kadar Türkiye'ye dönmeyecek oluşuydu ama yazın okulu bitip bir daha geri dönmemek üzere yanıma gelecek oluşu bu küçük detayı kolayca arkamda bırakmama olanak sağlıyordu.Tabi bu sırada da sahneye çıkma planlarımı ertelemem gerekiyordu.Bu teklifleri her ne kadar Bulut'la paylaşmayı istesem de beni bu fırsatı kaçırmamam konusunda ikna etmeye çalışacağından, daha sonra bana kızmasını göze alarak bu gelişmeleri ondan şimdilik gizliyordum.

Yarın Diye Bir Şey Yok (Tamamlandı) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin