six|idiot

36.9K 3.9K 2.6K
                                    

Bölümü yazıya geçiren, psykheva çok teşekkürler. ♡

VE SENİ ÇOK SEVİYORUM ÜHÜHÜHİHJĞ

Şişmiş gözlerim kapanıp dururken okula neden geldiğimi sorguluyordum.

Neden buradaydım?

  Acilen eve dönmem gerekiyordu. Aklımda, peşimde ve sikeyim ki her hücremde “Jeon Jungkook” ismi yankılanıyordu. Yıllardır… Yıllardır herkesten öyle bağımsız yaşıyordum ki… Ufacık bir ilgisi bile başımı döndürmüş; deli gibi düşündürmüştü. Beni neden öpmüştü bilmiyordum, bunun ne anlama geldiği hakkında hiçbir fikrim yoktu ve önemli bir şey olup olmadığını da bilmiyordum.

Tek bildiğim, saatlerce dudağımı yıkadığım; saatlerce de ağladığımdı.

Hiç… Hiç kimse hiçbir şey bilmiyordu.

O da hiçbir şey bilmiyordu.

Nasıl korktuğumu bilmiyordu. O aptal, adımız aynı cümlede geçer de; onu kötü etkilerim diye nasıl korktuğumu bilmiyordu.

  Sınıfın kapısında dakikalarca dikilmeme anlam veremediğim bir anda omzumdaki çanta düşer gibi oldu; bununla birlikte kafamı eğmiştim ve hızla birkaç kişi haricinde boş olduğunu gördüğüm sınıfa girmiştim. Bundan nefret ediyordum. Tanrım, herkes bana bakıyor gibi hissettiriyordu.

“Günaydın.” Yugyeom’un incelttiği sesine gülümsemek isterken “Günaydın.” diye mırıldanmakla yetindim. O… Bence o beni anlıyordu.Çünkü ona gülümsemediğim her seferinde daha geniş gülümsüyordu, belki de benim yerime.

Onlar… İyi arkadaşlardı. Berbat olan bendim.

  Ceketimi çıkarıp askılığa asmak için ilerlerken tanımadığım ve yıllardır da tanıma gereği duymadığım çocuğun söylendiğini duydum. Tanrım. Her seferinde kıçımı övmekten ve laf atmaktan bıkmıyordu. Onu gebertmek istiyordum. Yemin ederim. Eğer bir şansım olsaydı ilk önce onu öldürürdüm.

Tabii sonra Jungkook’u.

Her neyse.



“Böyle götüm olsa ben de konuşmam.” dediğini duydum. Pantolonumun darlığına laf atıp duruyordu ve bana kadın muamelesi yapıyordu. Kadın olmak… Kötü olmazdı ama neden bedensel nedenler yüzünden kadına benzetiliyordum? “Tae, bir kere ver ben de ömür boyu susacağım.”

“Kes sesimi.” Yugyeom’un ona ithafen söylediği şeyle parmağımı koluna sardım ve gülümsemeye çalıştım. “Boşver.” dedim onu kendi sırama doğru çekerken. “Götüme konuşsun.”

“Oha,” sanki ilk defa onunla konuşuyormuşum gibi tepki verdiğinde gülümsemem genişlemişti. Böyleydim işte. Ben… Dengesizdim. Gerçekten çok fena dengesizdim. Az önce kendimi ve o çocuğu öldürme hayalleri kurarken şimdi Yugyeom’a hafif bir eğlenceyle “götüme konuşsun” diyordum.

İçimdeki Taehyung her zaman ağlıyordu.

Dışım da hiç belli olmazdı zaten, sürekli fikir değiştirirdi.

  Sırama oturduğumuzda yeni fark ettiğim çocuk göz göze geldiğimiz gibi başka yöne dönüp, dudaklarını ısırdı. Belki de… Belki de aklına dün yaptığı şey gelmişti. Tanrım, benim aklımdan hiç çıkmıyordu. Her şeyi deli gibi sorgulayan bir orospu çocuğu olduğumu varsayarsak çok haklıydım.

“Öyle yani.” Yugyeom anlattığı şeye bir nokta koymak ister gibi içli içli konuştuğunda dudaklarımı hafifçe birbirine bastırmış, ağır ağır kafamı sallamıştım. “Of, ama bir güzel kanka… Var ya böyle görsen aşık olursun.”

stigma ' vkook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin