44. Bölüm (Yaşanmamış bir aşk)

116 13 30
                                    


Öylece duvarı izliyordum. Bana yaklaştığını hissediyordum. Ondan daha gergin olduğuma neredeyse emindim.

Yavaş adımlarla masanın yanından geçip tam karşıma oturdu. Şaşkındım. Onu gördüğüm için miydi emin değildim. Hoşlandığım, söyleyemediğim ve olmaması gerektiğine inanarak uzaklaştığım biriydi. Baekhyun..

Tebessümle gözlerime bakıyordu. Gergin ve endişeli görünüyordu.

"Hoşgeldin."

"Çok bekletmedim değil mi?"

"Bir an hiç içeri girmeyeceğini sandım."

"Şey.."

"Kahve ister misin?"

"Olur."

"Nasıl seversin?"

"Seninkinden olsun."

Oturduğum yerden kalkıp elimi uzattım. Önce elime, sonra gözlerime baktı. Tereddütle elimi tutup kalktı.

Birer kahve alıp oradan çıktık. Elini bırakmıyordum. Ses çıkarmadığına göre şikayetçi değildi.

Konsere girene kadar el eleydik. Fazla konuşmuyordu. Sık sık dönüp gözlerime bakıyordu. Ben baktığımda ise utanıp etrafı inceliyordu.

Konser başladığında heyecanla bana baktı. Ne demem gerektiğini bilmiyordum. Karşımda gördüğüm kişi o olduğu için ben de heyecanlıydım. Fakat belli etmemeye çalışıyordum.

Gülümseyerek gözlerine baktım. Sahnede en sevdiğim grup vardı ama umurumda bile değildi. Onu alıp oradan gitmek istiyordum. Sadece ikimiz olalım istiyordum.

"Burada olmayı gerçekten istiyor musun?"

"Nasıl?"

"Biliyorum onları seviyorsun ama ben seninle olmak istiyorum Minseok."

Teklif ondan geldiği için mutluydum. Bana kalsa asla ilk adımı atamayacaktım.

"Gidelim."

Oradan nasıl çıktık bilmiyordum. Hayatımda aldığım en yerinde karardı. Konuşmamız gereken şeyler vardı ve asla ertelemeyecektim.

"Şey.. Ben.."

"Konuşması gereken benim Baek."

"Önce ben.. Lütfen.."

'Dinliyorum."

"Bunları söyleyecek cesareti bir daha bulamayacağımı biliyorum."

Bakışlarını kaçırıp derin bir nefes aldı ve devam etti.

"Belki sana Sehun gibi bir gökyüzü veremem, Jongin'in yaptığı gibi hayatı devam ettiremem ama mutlu hissetmen için her şeyi yaparım. Ben.. Seni ço-"

Onun için durumun yeterince zorlaştığını görüyordum. Bu yüzden dudaklarımızı birleştirip karşımdaki tatlı varlığı susturdum. Küçük bir öpücükten sonra ellerini tutup fısıldadım.

"Sevgilim olur musun?"

Dolu gözlerle gözlerime bakıyordu. Bunun evet demek olduğunu biliyordum. Bu yüzden onu zorlamak yerine sessizce sarıldım.

Ondan bana bir gökyüzü vermesini istemiyordum. Hayatı devam ettirmesini de.. Çünkü onda farklı bir şey vardı. Yaşanmamış bir aşk ve içimi ısıtan bir gülümseme.. O gülümserken diğer her şey önemini yitiriyordu.

What's Up 10 ✓Where stories live. Discover now