epilogue.

4.7K 628 211
                                    

+

Michael sigarayı yaktı ve ince pembe dudaklarının arasına yerleştirdi, anında rahatlama hissi içine yayıldı.

Sonunda ağlamaktan kendini durdurabilmişti, başka şeyler düşünerek, onun ani ölümünden başka şeyler.

Onu dolduran huzur bir kaç saniye sonra kurudu ve sigarasını yere atıp, nadiren giydiği siyah kilise ayakkabısıyla ezerken öfke ve üzüntü damarlarının içinden geçti.

Michael solgun parmaklarını saçlarının arasından geçirdi, soğuk kış havası içini ürpertti. Ağzından ağır bir şekilde nefes aldı, ve sonra yanaklarından süzülen, çenesine doğru akan ve kucağına düşen gözyaşlarını fark etti.

Cenaze sırasında çıkmıştı çünkü dayanamıyordu. Onun cansız bedeninin içinde olduğunu bilerek, tabutuna bakmak istemiyordu. Bunun olmasını istememişti.

Gerçi bu gerçekten beklenmedikti. Arkadaşından mesaj aldığı zaman Michael kendi odasındaydı, Misty'e yapacağına dair söz verdiği karışık kaseti yapıyordu.

Michael o gün okulu asmıştı, bu yüzden ne olduğunu bilmiyordu. Arkadaşı onu mesajlarla spamladı, ve bir kaç kez aradı, bu yüzden Michael bildirimleri kaydırdı ve şifresini girdi ve arkadaşının gönderdiği bütün mesajlara göz attı.

İlk başta okuduğu şeye inanmadı, bir çeşit acımasız şaka olduğunu düşünmüştü, ama değildi. Gerçekten bir şaka olmasını diledi.

Michael Misty'nin son zamanlarda bir çok sorunla mücadele ettiğini biliyordu, ama bunun intihara yol açacağını bilmiyordu. Bu beklenmediğin ötesindeydi.

Kalbi acıyordu, ve bu kalp ağrısını hissettiği son sefer gerçekten, Misty'le bile tanışmadan önceydi. Misty onun hayatını yüzde yüz on daha iyi ve hayatını yaşamaya değer yapmıştı.

Gözyaşlarının akmasına izin verirken parmaklarıyla oynadı, ama hıçkırarak ağlamıyordu. Misty'nin, onun bu şekilde olmasını istemeyeceğini biliyordu.

Bu yüzden yerden kalktı ve etrafta dolaşmaya başladı. Farkına varmadan kendi evinin önüne geldi.

Onun ölümünü atlatamayacağını, ama daha iyi olacağını biliyordu.

Misty'nin neden kendi canına kıydığını bilmiyordu, ama belki de bu onun ne kadar içine kapanık olduğundandı.

Misty Michael'ın etrafındayken asla geri planda kaldığını hissetmiyordu ve her zaman güveninin ne kadar eksik olduğunu unutuyordu.

Michael, Misty'nin kendi hastalığından nefret ettiğini biliyordu, ve asla düşünme şeklini sevmiyordu. Dudaklarından da nefret ediyordu. Kahverengi gözlerinden nefret ediyordu, küçük burnundan nefret ediyordu ve dizlerinden nefret ediyordu.

Ama Michael her zaman ona bütün güvensizliklerini unutturuyordu. Hiç öğrenme güçsüzlüğünü de düşünmüyordu. Misty Michael'ın etrafında sevildiğini hissediyordu.

+

lanet olsun. ağlicam. hayatım bir yalanmış. mICHAEL *bin tane ağlayan surat emojisi*

nese umarım beğenmişsinizdir. ben gidip biraz bunu atlatmaya çalışcam.

ve Vote veren, yorum yapan hatta sadece okuyan herkese ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. Sizi sefioruz :********

dyslexia | michael clifford | türkçe çeviriWhere stories live. Discover now