2.1 (FİNAL)

392 22 15
                                    





    O beyaz bir güldü. Yaprakları eşsiz kokardı. O kadar narindi ki, dokunmaya kıyamazdınız. O kadar güzeldi ki, dikenlerine rağmen, ellerinizin, avuçlarınızın içi parçalanma ihtimaline rağmen, sıkı sıkıya tutunmak isterdiniz. 

      Ve o beyaz gülün tam ortasına bir damla kan damladı. Ve iki damla. Bembeyaz gül, hayallerin koyu kızıl kanına bulandı.

 Bir cenaze. Bir beden. Bir hayat. Bir ceset. İki ölü.

   Sahi, kaç ay geçmişti ölümünün üzerinden? 2 mi? yoksa 22 mi? Zaman kavramı ondan sonra iyice birbirine karışmıştı.

   Genç adam, toprağı avuçladı iyice. Bomboş bakışlarıyla, ama yüzündeki manidar tebessümüyle, mezarın önünde iyice dizlerinin üstüne çöktü. İkinci  ve son diz çöküşüydü bu. Mezarla sanki onu anlayan, duyan birisi varmış gibi saatlerce konuştu. Sabahın ayazı bedenini sık sık titretti. Beyaz mermer ve koyu toprak arasında mekik dokudu gözleri saatlerce. Ardından elini topraktan çekti. Üstündeki paltosunun cebine soktu ve bir Albüm çıkardı cebinden. Albümü, o kadar narince ama sıkıca tutuyordu ki, sanki cammış gibi, sanki, bir ruhmuş gibi, kırmak istemezce. Üstündeki yazıyı dünyaya ilan edercesine, bağırarak söyledi. " Yeryüzünde Ay - BİR BEYAZ GÜL ". Bunu duyan sadece soğuk mermerler ve çizgide sıkışmış kalmış ruhlardı ama, sanki, dünyanın en önemli işini başarmış gibi gururluydu, çenesi dikti bu genç adamın.

   Albüm resmi karşıya bakacak şekilde iyice mezarda dikledi genç adam. Kapağın üzerinde siyah bir gece ve sarı lambalı bir sokak lambası bulunuyordu. Köşesine siyah bir kalemle atılmış imza, hafif mavileşmiş gökyüzünün altında altınmış gibi parlıyordu. Bu imzanın Çağan Şengül'e ait olduğunu kimse bilemeyecekti, onun haricinde... Diğer cebinden çıkardığı beyaz gülü, dikenlerini avuç içlerine batacak şekilde kavradı ve acıyı umursamadan iyice bastırdı. Kan damlaları yeşil saptan usulca akmaya başlarken elini dikenli sapın üzerinden kaldırdı ve beyaz gülün tam ortasına, iki damla kanını akıttı.

   Gülü albümün yanına bıraktı. Dudaklarını toprağa bastırdı, derince kokladı ve genç adam, gitti.

Peki, kokusu genç kızın son dileği gerçekleşmiş, toprağa sinmiş miydi? Bilinmez.



  Bu o kadar zor oldu ki benim için. Zar zor, kendimi zorlayarak yazdım finali. Gerçekten, yazacak bir şey bulamadım, zihnim bile böyle bitirmemi istemedi. Baştan sonu belli olan bir hikayeydi. İçinize işledi mi bilmiyorum, gerçekten çok etkilenerek yazdım ben. İz.. Seni çok seviyorum.

Şarkı, seni de çok seviyorum.

Çare, Burak... 

Ve evet, seni de çok seviyorum.

Baştaki PlayList size İz ve Şarkı'nın hediyesi olsun. Dinlerken onları hayal edin. 

Buralarda olacağım, ne zaman ağlamak istersem, yazacağım. Burada bitmedi bu hikaye. Bu kadar yarım kalamaz. Belki okuyan çıkar da, bir mesaj atar, yazın konuşalım.

Hepimiz birer beyaz gülüz. Ve henüz üzerimize iki damla kan damlamadı.


Bir Beyaz Gül  |TEXTİNG (TAMAMLANDI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang