Özel Bölüm 2.3- Şarkı

178 8 6
                                    

Merhabalar^^

     Yazmayı özlediğimi farkettim. Çok uzun zamandır yoktum, içim doldu da doldu dökmem gerektiğini düşündüm.

       İz'i ve Şarkı'yı o kadar çok özledim ki. Onlar kaburgalarımın arasında, en güzel ve en korunaklı yerde mezarlarındalar. Ben de ikisinin mezarlığına beyaz gül bırakmışken, size de güzel bir bölüm bırakmak istedim.

Beyaz güller umutlarınızı yaşatmak için kanlansın...

Bölüm şarkısı:  Cem Adrian & Halil Sezai - Nereye Gidiyorsun

                               Emirhan Derindere - Yarın Yok Gibi

(PS: Bu bölüm Ölmüş Krizantemler okumamış okurlar için spoiler içerir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(PS: Bu bölüm Ölmüş Krizantemler okumamış okurlar için spoiler içerir. Kurgunun akışını değiştirecek nitelikte olduğundan dolayı, ilk önce Ölmüş Krizantemler okunması tavsiye edilir.)

TANIŞMALARINDAN 13 GÜN SONRA


      Yarınlarımın üstü kabuk kabuk. Silkelemeye çalıştıkça yapışıyor üzerime, ellerime. Denedikçe ben, siniyor is kokusu bağrımdan çıkan ağacın küllerinden kalma aşka damlamış bir damla kor yüzünden. Ben debelendikçe balçığa saplanıyorum ama bunu kimse görmüyor.

       Yağmurlu havada yol kenarındaki güllerin içerisine damlamış birer yağmur damlasıyım ben. Nası da temiz, nasıl da saf. Güller.. Güllerin içi de dışı da yağmurdan sıçrayan çamurla kaplı. Nasıl kıyıyor insanlar bu güzelim güllere?

Keşke yağmurdan arda kalan toprak kokusu olsaydım. Beni de seven birisi çıkardı elbet.

    Kırılmış bir vazoydu hayat denilen illet. İçine elini uzatsanız kesiverirdi, su koysanız bir çiçeği canlandıramaz, çiçek koysanız kırıklar o çiçeğin yapraklarını parçalardı.

      Cennettin kapısının önünde tüm sevaplarımı yakıyordum. Elimde, içinde tüm günahlarımın yazdığı defterim, sadece ak beyaz bir pencereden bakarak yaşamaya çalışıyor gibiydim. Dudaklarımdan kısık kısık iç çekişler firar ederken, cehennemin ateşinin üzerine nasıl da damla damla eridiğimi kendimce kabullenmeye çalışıyordum.

     Günlerdir doğru dürüst yemek yemiyordum, her gün düzenli olarak aldığım kuru ekmeğin tepesini kemiriyor, zorla yaptığım yemekten bir kaşık bile kendime doldurmuyordum. Midem kabul etmiyordu, sadece ve sadece uyumak istiyorum. Hep ve sonsuz uykuyu uyumak.

Temiz, el izlerinin üzerimde olmadığı, sadece pespembe rüyalar görebileceğim bir uyku.

    Kendimden başka herşeyle doluydum. Kendi düşüncelerimden çok insana hizmet ediyordu zihnim, kendimden başka herşeyi düşünüyor, kendimden başka herşeyi orada özgür bırakıyordum. Kendimi kelimelerden yapmış olduğum iple asarak defalarca öldürüyordum.

Bir Beyaz Gül  |TEXTİNG (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin