༯ 9. Bölüm ༯

381K 9.3K 1.1K
                                    

"Öhöm öhöm!"

Helin'in sahte öksürme sesiyle gözlerimi açtığımda yavaş yavaş netleşen dört kişi gördüm. Helin, Doğukan, Esma ve Burak yatağımın etrafında bana bakıyorlardı.

"Günaydın," dediğimde, bu sefer Esma "Öhöm öhöm!" dedi ve eliyle yanımda uyurken bir yandan da kolunu bana sarmış olan Demir'i gösterdi. İstemeden de olsa gülümsedim.

"Demir geldi," dedim. Burak "Onu biz de görebiliyoruz Güneş! Bir açıklama fena olmaz sanki," derken sesini ciddileştirdi. Doğukan hâlâ aynı yüz ifadesiyle, benim için fark etmez bakışıyla bakıyordu ama kızlar ve Burak çok ciddiydi.

Doğrulabilmek için Demir'in kolunu karnımdan çekmem gerekiyordu. Güçlü kolunu karnımdan itmeyi denediğim anda kolunu daha çok sıktı, kasları kasıldı. Beni tekrar eski halime getirdi ve daha çok kendine çekti. Uyanık olmadığından yüzde yüz emindim, bunu refleks olarak yapmış olmalıydı.

Refleks veya değil... Hoşuma gitmişti. Yalan söyleyemezdim.

"Demir..." diye fısıldadığımda Esma, "Güneş, onun burada ne işi var? Onunla nasıl barışabilirsin?" diye bana kızmaya başlamıştı. Helin araya girip "Sabah sen neden hâlâ uyanmadın diye sana bakmaya geliyoruz ve Demir'le beraber uyuyorsunuz! Güneş! Hemen şimdi uyandır onu! Burada işi yok!" diye bağırdığında, Demir biraz kıpırdandı ama yine uyanmadı.

"Helin, hiçbir şey bildiğimiz gibi değilmiş, Demir ailemi..." diyerek açıklama yapmaya çalıştığımda Burak sözümü kesip "Bu kadarı yeter artık," dedi ve Demir'in yattığı tarafa yaklaşıp onu omuzlarından tuttuğu gibi kaldırdı.

Onun kolundan kurtulduğum anda, Demir uyandı. Refleks olarak onu uyandıran kişiyi daha görmeden yakasından tutup yumruğunu havaya kaldırdı. Esma hemen Burak'ın adını söylerek bir adım ileri attı. Demir'in yumruğu Burak'ın yüzünün hemen önünde duruyordu. Demir, çevresine bakıp önce Esma'yı, sonra Helin'i ve Doğukan'ı görünce yumruğunu indirdi.

"Ben daha önce uyandırılmadım," dedi ve gözlerini benimle buluşturdu.

Helin "Ve bir daha da seni uyandırmayı düşünmüyoruz zaten Demir. Emin olabilirsin,' dediğinde Doğukan "Ne zaman geldin?" diye sordu. Demir, yeni uyandığını hiç belli etmeyen, normal, kalın ve beni her seferinde ona çeken sesiyle "Dün gece," diyerek cevapladı.

Doğukan "Kavga kiminleydi?" diye sorduğunda gece nelerin yaşandığını nereden anladığını merak ettim. Demir yumruğundaki kemiklerin hemen üstünde kurumuş lekelere baktı.

"Önemi yok," dediğinde, Doğukan onaylar şekilde başını salladı. Esma "Güneş!" diye bağırıp, eliyle Demir'i gösterirken "Burada ne işi var?" diye dudaklarını oynatıyordu. Demir kendini savunmak için hiçbir şey yapmadı. "Ben aşağı iniyorum," dedi ve merdivenlerden indi. Gözden kaybolana kadar, çatı katından ayrılmasını izledik.

"Hepsini açıklayacağım Esma. Demir ailemi öldürmedi."

Doğukan Helin'e dönerek "Ben de iniyorum. Bahçede seni bekliyor olacağım," dedi. Helin'i yanağından öptükten sonra merdivene yöneldi. Helin "Ne yani, ne olduğunu merak etmiyor musun?" diye sorduğunda, Doğukan "Güneş az önce söylediği üç kelimeyle bilmem gereken her şeyi söyledi. Demir böyle bir şeyi yapmadığını söylüyorsa yapmamıştır ve mantıklı bir açıklaması da vardır. Ama itiraf ediyorum ki... Rahatladım," dedi ve hafifçe gülümsedi.

Doğukan indiğinde Esma ve Helin yatağa oturdular. Burak da bizi dinliyordu. Helin ilk cevaplamam gereken soruyu sordu:

"Ne demek öldürmedi? Kazayı o yapmamış mı?"

Karanlık Lise 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin