8. Bölüm: ŞEYTANİ GÜÇLER

1.9K 116 12
                                    

DÜZENLENDİ.

Kralın büyü öğrenmem için seçtiği eğitmen (?) bana büyü öğretmeye çalışıyordu ama bildiği hiçbir şey yoktu. Dediği tek şey beynimi boşaltıp istediğim büyüye odaklanmam gerektiğiydi. Bunu her aklı başında olan , büyücü olsun ya da olmasın tahmin ederek yapabilirdi, değil mi? Örneğin ben; zindan kapısını isteyerek kilitlemiştim.

Kralın seçtiği kişinin büyü bilmediğine emindim. En azından odasında bahsettiği, Thomas'ın en ufak büyü kullanabilen kişileri yanına çekip seçilmiş kişi olup olmadığını öğrenmeye çalıştığı gibi kral da başıma bir büyücü koyabilirdi. Başıma eğitmen olarak koyacağı büyücü en azından gelişmem için bana faydalı olabilirdi.

Kadın bana hâlâ aynı şeyleri tekrarlarken kapalı gözlerimi açıp baygın bakışlarımı kadına gönderdim. Anlaşılan büyüyü bir tek ya zihinden konuştuğum kişi ile ya da Thomas ile öğrenebilirdim.

Oturduğum yerden kalkıp kadına bir şey demeden büyük, heybetli binaya doğru ilerledim.

"Nereye?" diye peşimden seslendiğinde ters sesimle konuştum.

"Bana büyü öğrettiğin yok, öğretebilecek birilerini tanıyorum."

Thomas'ı nasıl bulacağımı bilmiyordum ve ilk ve son görüşmemizde beni tehdit etmişti. Şimdi onunla görüşürsem işler daha da kızışabilirdi. O yüzden Thomas'ın benim için gelmesini bekleyene kadar onunla iletişim kurmaya çalışmasam iyi olacaktı.

Adımlarımı Syham'ın beni patakladığı yere yönlendirdim. Orada şu an dövüş eğitimi veriliyordu ve ben büyü öğrenmeyi akşama saklayıp biraz bunlar ile dalga geçeceğim. Sonuçta benim de eğlenmeye hakkım vardı, değil mi?

Kapıyı açıp çıkan gürültüden bana dönenler bir bir yere düştü. Çünkü dikkatlerini bana çevirdiler ve karşısındaki kişilerden güzel bir yumruk yiyip kendilerini yerde buldular. Hah, istemeden dudaklarım yukarı kıvrıldığında bakışlarımı bana kötü kötü bakan öğrencilerden çekip kapıyı ardımdan kapattım ve Syham'ın yanında doğru ilerledim. Syham'da öğrencilerin bana baktığı gibi bakıyordu.

Syham'ın yanına oturduğumda kafası bana dönmüştü. Ona dönerek "Ne?" dedim.

"Öğrencilerimin dikkatini dağıttın."

"Oldukları ortama odaklansaydılar benim geldiğimi duymazlardı bile." omuz silkerek cevap verdim ve cümleme devam ettim. "Hem yere düşenlerin karşısındaki kişiler beni fark etmediler bile. Bak onlar ne güzel odaklanmışlar. Bana kızacağına öğrencilerine odaklanmayı öğret."

Cümlemi bitirdikten sonra Syham'a döndüm. Bana hâlâ kötü kötü bakıyordu. Sonra aydınlanmış gibi gülümsedi ve elini çırpıp ayağı kalktı.

"Beni dinleyin millet! Ben ve Snezhana -eliyle beni göstermişti- dövüşeceğiz ve siz benim yaptıklarımı uygulayıp karşınızdakine öyle saldıracaksınız."

"Ne? Hayır!" diye hızla yerimden kalktım ve "Ben gidiyorum, iyi çalışmalar," diyerek kapıya doğru koşar adım ilerledim. Daha kapıya yaklaşamamışken kolumdan tutuldum ve Syham'ın sırıtan suratıyla karşılaştım.

Kolumu ondan kurtarmaya çalışırken bir yandan konuşuyordum.

"Ben sadece duruma bakmaya gelmiştim. Benim büyü çalışmam lazım. Kralın duymasını istemezsin, değil mi? Bence de istemezsin. Hadi kolumu bırak ve uslu uslu ayrılayım yanınızdan."

Syham'ın sırıtması genişlerken kafasını iki yana salladı ve konuştu.

"Beni 'hile' yapmadan yere devirdiğin zaman, ancak dışarı çıkabilirsin."

EjderhaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin