40. Bölüm: FİNAL

404 23 8
                                    

Yakaladığım adama yaklaşarak "David nerede?" diye sordum. Bu sorumla birlikte bana gülerek bakan adama alayla karşılık verdim.

"Bence gülecek durumda değil, acınası durumdasın."

"Şu an ölsem bile onun yerini sana söylemem. Yoksa plan bozulur, değil mi tatlı kız?"

"Doğru." diyerek ben de gülümsedim ve büyü gücümle boynunu kırarak onu tamamen etkisiz hâle getirdim. Elbet birisi söyleyecekti bana onun yerini. Kendi başlattığı savaşa öncülük etmeyen korkağın teki olduğunu düşünmüyordum. Daha deminki adamın da söylediği gibi, bir planları daha vardı. Üzerimdeki kötü his hâlâ gitmemiş, aksine varlığını her geçen dakika daha da arttırmıştı.

Karşıma çıkan ve beni engellemeye çalışan her düşmana aynı soruları sormuş, aynı cevapları almış, aynı ölüme mahkum etmiştim. Savaşın ortasında, çığlıkların içerisinde sakin adımlarla yürüyerek düşmanlarımın arasına ilerlerken Yvran'ın sesini duymam ile ona döndüm.

"Snezhana!"

Bana korku dolu gözlerle bakıyordu. Kaşlarımı çattım. Bana neden korku dolu gözlerle bakıyordu ki?

Yvran'ın bakışları ilerlediğim yol üzerine kayınca bakışlarını oraya çevirdim. Yüzden fazla düşmanım yerde, boyunları kırık bir şekilde yatıyorlardı. Bunu ben yapmıştım, benim eserimdi ama pişman değildim. Bu yüzden bakışlarımı tekrardan Yvran'a çevirdim. Beni neden durdurduğunu açıklamalıydı. Öylece susarak bana bakarken arkadan ona saldırmaya gelen düşmanımın da büyüyle boynunu kırarak yere düşmesine sebep olduğumda Yvran anlık arkasına bakmış, tekrardan bana dönmüştü. Anlaşılan konuşmayacaktı.

"Eğer ki bir şey demeyeceksen, savaşın ortasında bir daha beni durdurma," dedikten sonra "Yvran." diyerek de cümlemi bitirdim ve tekrardan önüme döndüm. Neredeyse savaş durmuştu. Düşmanlarımın bile korku dolu bakışlarını üzerimde görebiliyordum.

Birisi bana elini kaldırıp büyü yapmaya çalışırken yaptığı büyüyü zerre hissetmemiştim. Bir de bunlar kara büyücüyüz diye geçiniyorlardı, değil mi? Bu benim gülmeme sebep olmuştu. Gülerek bana büyü yapmaya çalışan adamın önüne geçtim ve "David nerede?" diyerek sordum.

Korktuğunu çok net görüyordum. Bu bana zevk veriyordu. Gülümsemem genişlediğinde adam da iyice korkmuş, benden uzağa kaçmaya çalışmıştı. Gülerek kaçışını izledim. O esnada babam olacak herifin sesini duymam ile yüzümdeki gülümseme anında silinmişti.

"Sanırım beni arıyormuşsun Snezhana. Geldim işte, buradayım."

Bakışlarım anında David'i bulduğunda yanındaki üvey kardeşimi de görünce öfke tüm vücudumu kapladı. Savaş resmen durmuştu.

"Benim tarafımda olacaktın Snezhana. Çok yanlış kararlar veriyorsun."

Ejderhalarım ateş püskürtmekten yorulduğu an ortaya çıkmıştı bu adi herif. Planladığı şey bu muydu? Ejderhalarım saf dışı olduğunda savaşa katılmak mıydı?

"Verdiğim en doğru karar senin tarafında olmamak."

David gülerek bakışlarını benden çekti ve arkamda kalan kişilerde gözlerini gezdirdi.

"Prens Cedric, sizi hâlâ sağlam görmek beni şaşırttı."

Prensin hissettiği öfke duygusunu hissetmem ile David'e doğru bir adım attım. David'in bakışları anında bana dönmüştü.

"Onları koruduğunu biliyorum Snezhana. Yoksa Prens ve Kral çoktan ölmüştü."

Zoraki bir gülümseyi dudaklarıma yerleştirdim. Ona saldırmak istiyordum ama beni durduran bir şey vardı. Beklememi söyleyen bir şey.

EjderhaWhere stories live. Discover now