21- Fahişe

5.1K 357 874
                                    

"Gyeom~ şu çiçeğin güzelliğine bak!"

"Jungkook çok yoruldum lütfen sal beni"

"Ama mızıkçılık yapıyorsun!"

"Hadi ama Kookie~ bu kaçıncı gösterdiğin çiçek farkında mısın? Cidden yoruldum"

"Peki o zaman şunun da fotoğrafını çekeyim sonra otele dönelim?"

"Tamam sen git çek ben burada oturup bekliyorum"

"Anlaştık~ bekle burda"

Yüzlerce çiçeğin oluşturduğu bu hoş kokuyu doya doya içime çektim. O kadar güzel kokuyordu ki...
Heyecandan zıplaya zıplaya çiçeğin yanına gittim. Çocuk gibi seviniyor olabilirdim ama burada kendime hakim olabilmek cidden çok zor. Arka cebime sıkıştırdığım telefonu çıkarıp kamera kısmını açtım. Ama bu çiçek o kadar büyüktü ki kadraja girmiyordu! Ben de Jeon Jungkook'sam, o çiçek bu kadraja girecek! Adımlarımı yavaş yavaş geriye atıyor çiçeğin sığması için uygun uzaklığı bulmaya çalışıyordum. Neyse ki sonunda gi-

"Aghh!"

Arkamdaki aptal taş yüzünden yere düşmüştüm! Kim yola taş koyuyor ki!?

"Hoseok, koskoca otelde nasıl bula- Jungkook!???"

Ayak bileğimi tutarken duyduğum tanıdık sesle adeta yere çivilendim. Kafamı kaldırmaya o kadar korkuyordum ki... saçmalama Jungkook onun burada olması imkans-

Ayak bileğimdeki eli itip nazikçe bileğimi kavrayan bu beyaz ten... hayır Jungkook kapat gözlerini kapat!

Ama bileğimde yanlış bir yere dokunmuştu!

"Ah c-canımı acıtıyorsun b-bırak"

"Jungkook iyi misin? Bileğine ne oldu?"

Duyduğum özlemle istemsiz gözlerimi açmıştım. Karşımdaki koyu gözlerle göz göze gelmeyi planlamıyordum

Yutkundu, istemsiz titredim...

Öylece gözlerime baktı ve ben gözlerimi ondan ayıramadım...

Zaman durmuştu sanki. Hani filmlerde olurdu da izlerken saçma ve komik gelirdi ya, öyle olmuyormuş. Kalbinizi adadığınız insan sizin karşınızda böylesine güzel bakarken zaman anlamını yitiriyormuş...

Saçlarına dokunmak istiyordum, güneşin kızıl gösterdiği siyah tutamlara. Elimi yanağına koymak istiyordum, pürüzsüz tenini avuç içlerimde hissetmek... sarılmak istiyordum, nedensiz saatlerce sarılmak istiyordum

"Öhö Öhöm... daha bakışacaksınız belli ki, ben Yugyeom'un yanına gideyim"

Yanımızdan ayrılan Hoseok hoca ile kendime geldim. Ellerini itip bakışlarımı bileğime diktim

"Neden buradasınız?"

"Çünkü sen buradasın"

Benim için mi gelmişti...

"Benden uzak durun Bay Min"

Kalkmaya çalışmıştım ki sol ayağımın üstüne basamamış dengemi kaybetmiştim. Ve benim Yoongi'nin kolları tarafından tutulmam iki saniye sürmüştü

"B-ben yürüyebilirim"

"Yüzünü görmeyeli yirmi dört saat bile olmadı... seni böylesine özlemem normal mi?"

Ne diyordu bu? Kafasına saksı düşmüş olabilir miydi? Min Yoongi ve beni özlemek? Cümledeki özne bile yüklemle uyuşmuyor

"E-Elinizi belimden çeker misiniz?"

Fuck Me My Teacher |YoonKook ✓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن